Neler Hakkında Yazıyorum?

16 Aralık 2020 Çarşamba

Kelime Oyunu - 3

 Merhabalar.

Kelime Oyunu etkinliğinde 3. haftaya gelmiş bulunuyoruz. Geçen hafta Kendi Dünyasında bloğunun seçtiği kelimelerle yazacağız bu sefer. Buraya tıklayıp o yazıya da gidebilirsiniz. Bu haftanın kelimeleri; zambak, hayal, diyar, özgürlük, dilek.

***

Bataklığın kenarından geçerek ilerlemeye devam etti. Hava yeni yeni aydınlanıyordu. Saatlerdir yoldaydı. Bir elinde sıkıca tuttuğu kesesi, diğer elinde yürüken destek almak için kullandığı uzun çubuk vardı. Artık yorulmuştu yine de içindeki endişe durmasına izin vermiyordu. Çok şeyden vazgeçmişti. Aydınlık Diyarı'ndan, ailesinden, itibarından... Artık duramazdı. Uğruna bu kadar şeyi gözden çıkarmışken tek istediği ona yeniden kavuşmaktı. Hava iyice aydınlandığında tarif ettikleri eski kulübe de görünür olmuştu. Varış noktasını bulmanın verdiği şevkle daha hızlı adımlar atmaya başladı. Nihayet vardığında hiç düşünmeden kapıyı çaldı. Kapı açılmadıkça yumruklarının şiddeti de artıyordu. En sonunda içeriden homurdanmaya benzer bir ses duydu. Asık suratlı bir kadın kapıyı hışımla açıp bağırmaya hazırlandı. Ama daha ilk kelimesini söyleyemeden karşısında gördüğü kişi ile neye uğradığını şaşırdı.

Esmeralda dışlanmış bir periydi. Buraya, onun olduğu bölgeye ise Aydınlık Diyarı'nın sakinleri asla uğramak istemezlerdi. Buranın adını anmak bile kınanacak bir davranışken bu kadar önemli birinin gelip onun kapısını çalması pek de iyi şeyler olmadığının işaretiydi.

Gelen misafiri acele ile içeri aldı. Zamanında çok yakın olduğu o kızın böyle büyüyüp kocaman bir genç kadın olduğunu görmek içini sızlattı. Sahi ne çok zaman geçmişti. Birlikte köşedeki koltuğun üzerine oturdular. Karşısındaki kişinin bitkin halini görünce çiğ damlalarından yaptığı likörü ikram etti. Biraz soluklanıp içtiği likörün enerjisini alan konuk, Esmeralda'ya baktı. Onun kendine geldiğini anlayan Esmeralda hemen konuşmaya başladı.

"Ne işin var burada? Ne kadar yanlış ve tehlikeli olduğunu bilmiyor musun? Hemen kimse görmeden Aydınlık Diyarı'na geri dön. Bir daha da asla buraya ayak basma."

Gelen konuk aceleyle başını iki yana salladı.

"Sence ne yaptığımın farkında değil miyim? Buraya her şeyi göze alarak geldim. Senden beni Cadı'yla buluşturmanı istiyorum. Bana bir tek o yardım edebilir."

Duydukları karşısında neye uğradığını şaşıran Esmeralda'yı iyice korku sarmıştı. 

"Ne demek Cadı'yla buluşmak. Aklını mı kaçırdın? Asla olmaz! Neler olabileceğini bilmiyor musun? Ailen buraya geldiğini öğrenmeden hemen git diyorum sana."

"Onlar zaten biliyor. Tüm Aydınlık Diyarı buraya gelip yapmak istediğim şeyin farkındalar. Ben söyledim çünkü. Artık geri dönüş yok. Bana yardım etmek zorundasın. Ben her şeyi göze aldım."

Esmeralda kulaklarına inanamıyordu. Kendi sürgününden sonra hiçbir şey canını böyle yakamaz sanıyordu ama yanılmıştı. Karşısında duran kişinin söyledikleriyle o dayanılmaz acı yeniden kalbine oturdu. Gözleri yaşlarla doldu. Henüz Aydınlık Diyarı'nda yaşarken ortalıkta koşturup duran o çocuk kendi yaşadığı kaderi yaşayacaktı ha. Annesinin, yakın dostunun, perişan hali geldi gözünün önüne. Kendi giderken arkasından ağlayan o kadın, kızı da böyle bir felakete uğrayınca kim bilir nasıl kahrolmuştu. Kararlı gözlerle kendine bakan kadının ellerini tutarak: "Ah Lilyum, neden? Sana böyle bir şeyi yaptıracak ne olmuş olabilir?"

Lilyum elinde sıkıca tuttuğu keseyi gösterdi ona. Bu bir ruh kesesiydi. Tamir olamayacak kadar parçalanmış ruhlar bu kesenin içinde saklanırdı. Bilinen yollar bu ruhu tamir etmeye yaramamış olacak ki Lilyum her şeyi göze alıp Cadı'dan yardım istemeye gelmişti.

"Onu kurtarmak zorundayım. Aydınlık Diyarı'ndaki tüm kitaplara baktım. Bir yolu yok. Tek çarem Cadı'yla görüşmek. Yıllar önce onun bir ruhu tamir etmeye çalışırken yakalandığını ve buraya gönderildiğini biliyorum. O bana yardım edebilir. Lütfen Esmeralda ne istersen yaparım. Yeter ki bana yardım et. Onsuz hayatımın hiçbir anlamı yok."

Lilyum bu sözlerden sonra hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Hıçkırıkları arasında "Tüm hayallerim, tüm nefesim onunla birlikte gitti sanki. Lütfen, lütfen yardım et." diye mırıldandı.

Artık ikisi de gözyaşlarını tutamıyordu. Biraz zaman geçtikten sonra kendini toparlayan Esmeralda konuşmaya başladı.

"Peki seni ona götürürüm ama bilmeni isterim ki bu çok tehlikeli. O artık eskiden anlatılan o kişi değil. Çok değişmiş. Burası onu kendi karanlığına benzetmiş sanki. Ondan bir şey isteyeceksen bedeline katlanmak zorundasın."

Lilyum hızlıca başını salladı. "Ne isterse yaparım. Yeter ki bana yardım etsin."

Esmeralda, Lilyum'a yiyecek bir şeyler hazırladı. Genç kadın yemek istemese de güce ihtiyacı olacağını söyleyerek zorla yedirdi. Lilyum biraz dinlenip güç kazanınca ikili yola çıktılar. Cadı'nın kaldığı yer uzak değildi ama o kadar engebeli bir yoldaydı ki oraya ulaşana kadar epey yoruldular. Sonunda oraya vardıklarında Cadı kapının önünde oturmuş onları bekliyordu.

"Aman da aman kimler gelmiş. Lilyum, ne kadar da büyümüşsün böyle. Senin buraya gelmek için yola çıktığını söylediklerinde inanamadım. Ama buradasın. İçeri geçin. Senin şu sevimli kesenin içindeki sorunundan konuşalım."

Gelir gelmez böyle bir karşılık buldukları için oldukça şaşıran misafirler Cadı'nın yönlendirmesi ile içeri geçtiler. Cadı eğer bütün bunları önceden bilebilecek kadar güçlendiyse kendisine de yardım edebilirdi. Karşılarında rahatça oturan Cadı bir Lilyum'a bir Esmeralda'ya bakıyordu. Birden elinde ikramlar olan yardımcıları içeri girdiler. Karşılarında gördükleri kişi ile az kalsın her şeyi yere düşüyorlardı. Onların Lilyum'u izlediklerini fark eden Cadı hızlı bir el hareketiyle çekilmelerini buyurdu. Lilyum ise hiçbir şeyin farkında değil gibiydi. Bir an önce Cadı'nın kendine çözüm bulmasını istiyordu. Onun sabırsızlığını fark eden Cadı söze başaldı.

"Anlat bakalım neden o güzelim Aydınlıklar Diyarı'nı bırakıp buraya geldin?" Sesindeki alaycı tınıyı ve Aydınlık Diyarı'nın adını bilerek yanlış söylediğini fark etse de ses çıkarmayıp derdini anlatmaya başladı Lilyum. Elindeki keseyi kast ederek.

"Bunun içinde ne olduğunu biliyorsun. Senden onu tamir etmeme yardım etmeni istiyorum. Aydınlık Diyarı'nda bu derece parçalanan bir ruhu tamir edecek hiçbir şey bulamadım ama sen yıllar önce bunu denemiştin ve başardın. Lütfen bana yardım et."

Yıllar öncesinde yaptığı o aptalca hatadan bahsettiğini duyunca Cadı'nın yüzü asıldı. Hayatındaki tüm güzel şeylerin mahvolmasına neden olmuştu o hata. Ama artık kaybettiği hiçbir şeyi geri alamazdı. O yüzden yürümek zorunda kaldığı bu yolu sahiplenmek dışında yapabileceği bir şey yoktu. 

"Sana yardım ederim. Biraz zor ancak bir yolu var. Ama sen de bilirsin ki böyle değerli iyiliklerin hep bir bedeli vardır."

Lilyum karalılıkla "Ne olursa olsun yaparım." dedi.

Duyduklarıyla keyifli bir kahkaha atan Cadı "Senden özgürlüğünü istesem mesela yine de yapar mısın?"

Lilyum bu cevapla tereddüte düşse de onun gidişiyle kaybettiklerine kıyasla özgürlüğünün hiçbir şey olduğunu düşündü. "Dileğin bu mu? Kabul. Bana yardım et ondan sonra senin kölen olurum."

Cadı onun bu kadar ileri gidebileceğini görünce ciddileşti. Artık olanlar eskisi kadar eğlenceli gelmiyordu ona. Lilyum'a baktığında yıllar önceki kendini gördü sanki. 'Ne kadar da aptal. Zavallı, onu bırakıp giden biri için bu kadar ileriye gitmeyi göze alıyor ha. İleride çok pişman olacaksın. Ama madem bu kadar kararlısın yaşa ve gör o zaman.' 

"Pekala madem bu kadar kararlısın. İçeri geçelim. Keseyi bana ver. Tam da senin ihtiyacın olan bir şey biliyorum."

İçeride sıra sıra raflarda kavanozların içinde çeşitli otlar ve karşımlar vardı. Az ileride siyah demir kazan kaynıyordu. Kuru otlar, saskıda çiçekler, değişik taşlar masanın etrafında öylece yığılmıştı. Cadı zambakların olduğu kavanoza doğru ilerledi. Bir tanesini alıp Lilyum'a yaklaştı. Zambağı hafifçe yakasına iliştirdikten sonra çenesinden tutup onu şöyle bir süzdü. "İşte şimdi adını taşır oldun."

Lilyum yakasındaki zambağa bakarak ne demek istediğini anladı ama ifadesiz bir şekilde Cadı'ya baktı. Esmeralda da Cadı'nın bu yaptığına anlam verememişti. Onların boş bakışlarını gören Cadı gözlerini devirerek kazanın başına geçti. Sonra vazgeçip raftaki eski bir defteri eline aldı. Sayfaları karıştırıken kurumuş bir gülün olduğu sayfada durdu. Gülü eline alıp hafifçe okşadıktan sonra rafa bıraktı. Tekrar kazanın başına geçti. O gün geceye kadar üçü iksir üzerinde uğraştılar. Nihayet işleri bittiğinde yorgunluktan gözleri kapanıyordu. Cadı'nın iksirin olduğunu belirten sesiyle bir anda canlandılar. Cadı küçük bir tüpe koyduğu iksiri Lilyum'a uzattı. Tam alacakken geri çekerek "Dediklerimi unutma! Böyle büyük iyiliklerin bir bedeli vardır. Senin uğruna vazgeçtiğin şeyleri düşünce onlar bunun yanında hiçbir şey. Emin misin? Bunu yapmak seni o eski güzel zamanlara götürmeyecek. Bir ruh tamir olsa bile bir kere hasar aldı mı asla eskisi gibi olmaz. Bunu bilmelisin."

Duydukları Lilyum'un içini sızlatsa da başka çaresi yoktu.

"Biliyorum. Bunu çoktan kabul ettim. Bana sadece ne yapmam gerektiğini söyle."

Cadı geldiklerinden beri ilk defa sevgi dolu bir ifadeyle onlara baktı. "Bu iksiri al. Zambak dağlarına git. Orada kesenin içine dök. Çıkan ilk dolunayda sana söyleyeceğim sihirli sözcükleri söyle. O zaman ruhu gittiği yerden çağırmış olacaksın. Zambaklarla onu kimin çağırdığını anlayacak. Eğer geri dönmeye istekliyse birebir eskisi gibi geri döner ama çoktan vazgeçmişse geri dönse bile o kişi olmaz. Bunu unutma."

Lilyum kafasını sallayarak tüpü eline aldı. Cadı'ya ve Esmeralda'ya teşekkür ettikten sonra zambak dağlarına doğru yola çıktı. Bir elinde sıkıca tutuğu ruh kesesini kalbine doğru yaklaştırarak "Lütfen beni bırakmamış ol. Lütfen bana geri dön." diye mırıldandı.

Lilyum'un arkasından şefkat dolu gözlerle bakan iki kadın içlerinden onun sağ salim bir şekilde geri dönmesini diliyorlardı. Artık Aydınlık Diyarı onlara çok uzaktı ve gidişini izledikleri genç kadının da kendilerinden başka sığınacak yeri kalmamıştı. 

***

Kelimeler belli olunca hafta sonu başına geçip yazayım dedim. Bu etkinlik sayesinde bloğa daha bir bağlandım. Sürekli gelip bakmak istiyorum. Bana bu yönden de çok iyi geldi. Çünkü bloğu boşlayınca çok üzülüyordum.

Umarım yazımı keyifle okursunuz.

Mutlulukla kalın.

30 yorum:

  1. keyifle okudum:) tek şeyi merak ediyorum: cadı lilyuma özgürlüğü karşılığı mı yardım etmiş oldu, yoksa yüreği yumuşadı, bedelsiz mi yardım etti :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. :) Bu hikayeler o an başına geçtiğimde oluşuyor yani öncesi ve sonrasını düşünmüyorum. Özgürlük kelimesini kullanmam gerektiği için öyle yazdım. Sizin hayal gücünüze kalsın. Nasıl düşünmek isterseniz öyle hayal edebilirsiniz. :)

      Sil
  2. kelimelerden harıkalar yaratmıssınız resmen cok guzel bir hıkaye olmus elınıze saglık :) ben de yazacagııım mm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. :) Yazın tabii okumayı çok isterim ben de.

      Sil
  3. Harika bir yazı olmuş elinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  4. Bu haftanın Kelime Oyununda okuduğum ikinci yazı. Her ikisi de masalsı ve derin hayal gücünün eseri. Masallarda her zaman çıkarılması gereken bir ders vardır ama burada onu göremedim. Fantastik bir öykü diyelim, elinize sağlık:) "Mağdem" sözcüğü çok dikkat çekiyor, sehven yazdığınızı düşünüyorum, teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler. :) Uyardığınız için teşekkürler. Hemen düzeltiyorum.

      Sil
  5. Çok hoş bir fantastik kurgu olmuş, keşke devamı da gelse dedirtti böyle bitmemeli bence :) Kaleminize sağlık <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. :) Kurguların devamını getirmek benim için çok zor. Hevesimi kaybediyorum ya da o anki ruh halimden etkilenip bambaşka şeyler yazıyorum. Bu yüzden de hikaye bütünlüğüne uymayan kısımlar çıkıyor ortaya. Şimdilik bu etkinlikle böyle kısa kısa yazıyorum. Bakalım zamanla devam etme isteği duyarsam yeniden başına geçerim. :)

      Sil
  6. Fantastik bir hikaye beni şaşırttı açıkçası. Çok başarılı olmuş. Tebrikler

    YanıtlaSil
  7. Masalları hep sevmişimdir, karakterlerin ismi de masalsı ruha çok uygun olmuş. Çokk beğendim, emeğine yüreğine sağlık. Bir sonraki haftanın kelimeleriyle bu masalı devam ettir bence. Sanki tamamlanmak istiyor 😊👏🧿🌺🤚

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkurler. :) Genelde kelimeleri okuyunca yazmak istedigim sey canlaniyor kafamda. Oyle yaziyorum bu etkinlikte. Hicbir zaman kurguyu devam ettirecek hevese sahip olmadim. Belki bir gun yazarim devamini da. Ilerletebilecek kadar kabiliyetli gorursem kendimi.

      Sil
  8. Etkileyici bir hikaye olmuş.
    Akıcı üstelik.

    YanıtlaSil
  9. Merhaba,
    Etkinlik vesilesiyle sizi ve bloğunuzu tanıdım. Hikâyeniz gerçekten güzel olmuş. Hikâyeyi beklenmeyen bir yerde kesmeniz iyi olmuş. Bir masal gibi sonuca ulaşan hikâyeler okuyucuya bir şey katmaz bence.
    Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  10. linkini koyduum yarın gelcem okumayaaa :)

    YanıtlaSil
  11. Eline sağlık, çok keyifle okudum. Hatta sahneler gözümde canlandı bile. :) Akşamı bu öyküyle bitiriyorum, kimbilir belki rüyamda devamını görürüm. Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkur ederim. :) Cok sevindim. Sevgiler. :)

      Sil
  12. ah şahane bu yaaa, sonunu bilemedik ama olsuuun ucu açık olsun, bence buldu ruhu kurtardı. isimler de ruh kesesi de ne güzel buluş. cadılı perili çocuk masalı gibi çok çok güzeel. oleey bu etkinlik sayesinde senden ne güzel öyküler çıkıyooo, senin öyküler arasında sıralamam şu olduu. 3 1 2 :) bu hafta okuduklarım arasında en iyilerden biri bu, diğerleri de roza, andromeda, hanife ertaş ilkay :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. :) Ben de sevdim bu etkinlikle yazmayi. Bu hikayenin sonu belirmedi hic kafamda nedense. Bir son yazmali miyim diye dusundum gelen yorumlardan sonra ama nedense ne yapsam zorlama olacakmis gibi. Dursun boyle belki ileride yazarim. Cok tesekkur ederim benim de kendi gonlunde siramalama seninkiyle ayni. :D
      Ben de her hafta cok guzel seyler okuyorum. Cok iyi geliyor bana. Blogda vakit gecirmenin baska bir tadi var. :)

      Sil
  13. Cok tesekkur ederim. :) Ben de bu etkinligi cok sevdim. Birbirinden guzel yazilar okuyorum her hafta. Kelimeleri gorunce aklima geldi bu kurgu. Basi veya sonu yok. Yazabildigim yere kadar da yazdim. Tikaninca biraktim yazmayi. Belki ileride olur. Ama basina gecip planlayarak yazmak bana zor geliyor. Bir noktada kopuyorum hikayenin butununden. Bunu duzeltebilirsem yazmayi isterim tabii. :)

    YanıtlaSil
  14. ah ama o kadar güzel kii çıkamadım hikayeden yaa :) kurgu çok güzel yarattığın karakterleri de sevdim ruh kesesi fikrini de sevdiim :) yaa sonunda ne olacak merak ettim ama böyle bırakman da çok hoş olmuş :) baksana bu dünyayı yine başka bir hikayede kullanırsın belki yaa ne hoş olur :) cadıyı ve diğer periyi anlatırsın mesela veya aydınlık diyarından başka birini olabilir yanii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. :) o kadar çok devam et diyen oldu ki ilerideki haftalarda planlayıp yazsam mı diye düşünüyorum ben de. Bakalım biraz çekiniyorum da yapamam diye. Ruh kesesi fikri izlediğim bir Çin dizisinden. Onu da bloğa yazmayı düşünüyorum bir ara. :)

      Sil
  15. "tamir edilemeyecek kadar parçalanmış ruhlar" bu cümlede içim buruk oldu, niyese 🤔 tebrikler. Çok güzel hikaye, bayıldım.👍

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tesekkur ederim. :) Izledigim bir diziden esinlendim ruh kesesi kisimlarinda.

      Sil
  16. Ya öyle mi? Hemen bakıyorum. Teşekkürler. :)

    YanıtlaSil