Neler Hakkında Yazıyorum?

8 Şubat 2016 Pazartesi

ELEANOR

Hayatımızın belli dönemlerinde bizi dağıtan şeyler olur. Etkisi geçince unutacağımız ama o an için aklımızdan bir an bile çıkmayan şeyler.
Artık çizgi roman gördüğümde birkaç saniye dalıp gideceğim. Ya da 80'lerin şarkılarında hafif bir gülümseme kaplayacak yüzümü. İlk aşk deyince o 'bitiverecek' duygusunu yaşayacağım. Ya da 'sadece duralım'.
Sadece duralım.
Gelip geçiverecek bir şey olduğunun farkında ama o anlık melankoliden kurtulmak istemeyeceğim kadar güzel bir his bu: Bir şeyler bitmiş ve ben bana bıraktıklarına tutunmaya çalışıyorum.
Daha sonra nankör zihnimiz bunu da unutacak. Tıpkı diğer şu an hatırlayamadıklarımız gibi.
Ve ben onun üzüntüsünü de şimdi yaşamak zorundayım.
Bazen keşke her şey hislerden ibaret olsaydı diyorum. Şeffaf bir balon içinde dışarıdan yansıyan ışık hislerimizi resmetse o ışık kırılmasındaki renklerle. Biz ama bir yandan da diğer herkes. Bizi oluşturan diğer her şey.
Bazen keşke her şey içimizde soyutlanmaktan çıkıp karşımıza dikilse diyorum. İçimde bu kadar güzel hissederken onları değişimden saklayabilsem. Burada imkansız kelimesiyle tanışıyoruz sanırım.
Yine de uçuk kaçık hayallerimizin imkansızla tanımlanması gerçekten yapabileceklerimizin yanına yakışmasından iyidir.
Yine de bazen keşke...