Neler Hakkında Yazıyorum?

24 Eylül 2019 Salı

Mistress - Dizi

Merhabalar.
Bir süredir yine kaçıp gitmiştim uzaklara. Ama artık klasik bir laf olsa da aklım hep buradaydı. Sanırım benim gibi düzenli yazamayan bloggerların genel hali bu. Bu süre içinde bir sürü şey oldu elbette. Şu yaklaşık bir bir buçuk aylık süreç bana yıllar sürmüş gibi geldi hatta. Önümüzde de kesinleşmiş bir durum olmayacağı için yine bu zamandaki ölçüsüz uzama hissi ile yaşayacağım sanırım. Bu kadar konuşmuşken nedenine gelelim. Biliyorsunuzdur ben geçen sene üniversiteden mezun oldum. Yüksek lisans için uğraşıyordum bu süre içinde de. İşte Yüksek lisansa kabul edildim. Hem de Adana'da. :I Ben Nevşehir'de yaşıyorum şu an. O yüzden ne olacak, nasıl olacak düşünceleri beni yedi bitirdi bu süreçte. Başvuru yaparken hiç mesafeyi falan düşünmeden atlamışım ama şimdi fark ediyorum çoğu şeyi. Aslında bu normal bir durum çoğu kişi nerelere gidiyor okul için ama şu son dönemlerde üzerimde çok farklı bir hava var. Her şey anlamını yitirdi gibi kariyer adına. Hevesim mi kaçtı? Yoruldum mu? Yoksa bambaşka bir nedeni mi var anlamadım ama uzun lafın kısası okulu kazandığıma hiç mi hiç sevinemedim. Dersler yarın başlıyor umarım zamanla alışırım ve mevcut durumu kabullenirim. Her şey çok belirsiz ve fark ettim ki belirsizlikleri hiç sevmiyorum. 
Ay içim şişti. Hem bloga yazayım dediğim hem de yazmayı hiç istemediğim bir konu bu. O yüzden ayrı bir başlık yerine dizi tanıtımının başına sıkıştıracağım. Şimdi güzel güzel diziden konuşalım da bitsin şu konu.

Evet dizimiz bir Kore dizisi. Baş rollerde dört kadın var... gibi görünse de ağırlık Han Ga In'de. Ben daha önce onun iki dizisini izledim ve ikisinde de oyunculuğu kötüydü. Burada bayağı iyiydi ama. Zaten aradan çok yıl geçmiş o dizilere kıyasla gelişmesi normal.
Konusu şöyle; Jang Se Yoon (Han Ga In) iki yıl önce kocasını kaybetmiş, kızı ile yaşayan bir kafe işletmecisidir. Kocasının ölümünde  dolayı ona sigorta parası kalmıştır. Ancak o bunu harcamayı reddeder. Bir gün telefonuna isimsiz, sessiz çağrılar gelmeye başlar.


 Adam Se Yoon'un yeni tanıştığı biri. Kızı ile aynı okula giden kızı var.

Bakıcı olarak işe aldığı kadın.

Kim Eun Soo bir psikologdur. Eskiden birlikte olduğu evli adamın oğlu bir gün ondan danışmanlık almaya gelir. Babasının öldüğünü ve ölümünden sevgilisinin sorumlu olduğunu düşündüğünü söyler. Katili  hala bulunamamıştır. Bu durumda Eun Soo geçmişi ve o zaman yaptıklarını düşünmeye başlar.


Han Jung Won Bir öğretmendir. Aşırı duygusal olduğu anlarda duygularını kontrol etmede problem yaşar. Ünlü bir şef olan kocasıyla bebek sahibi olmak istemektedirler ancak bir türlü olmaz. Bir gün okuldaki başka bir öğretmene sinirlenip düşüncesizce bir harekette bulunur.





Do Hwa Young hukuk okumuştur ancak avukatlık yapmak yerine bir hukuk firmasında avukat yardımcılığı gibi bir iş yapmaktadır. Hayatta tek bir kişiye bağlı kalmayı istemez. Bir gün bir müşteri kocasının onu aldattığını ve boşanabilmek için kanıt toplamalarını ister. Ancak adam Hwa Young'un çok yakından tanıdığı biridir.


Dizinin başında bu dörtlünün bir adam öldürdüğünü görürüz. Se Yoon "O bizi kandırdı, öldürmeye çalıştı. Bu yüzden ölümü hak etti." der. Daha sonra iki ay öncesine döner ve o duruma nasıl geldiklerini izleriz. Kişisel fikrime göre dizi çok güzeldi. Kore dizilerini sevenler bu dizi için farklı olmuş diye düşüneceklerdir. Normal Kore dizilerine göre cesur olduğunu da söyleyebilirim. Dizi özellikle başlarda heyecanını hiç kaybetmiyor. Hatta her bölüm sonunda diğerine geçmek istiyorsunuz. Zaten 12 bölüm olduğu için de hemen bitiveriyor. Ancak bu tarz yabancı dizileri çok izlediyseniz sıkılıp hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Bunun nedenini de spoi kısmında söyleyeceğim.





*** S P O İ ***
Diziyi izlerken başlarda çok hoşuma gitse de sonunda baş rollerin hayatının suya sabuna dokunmadan bitirilmesi beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Kore dizilerinde herkese mutlu son yazma çabası yüzünden "ne yani tüm şüphelerim boşa mıydı" diye düşündüm. Se Yoon'un kocasının hırsı uğruna yaptıklarını görünce şaşırdığımı ve senaryonun bu yönde olmasını beğendiğimi söylemek istiyorum ayrıca. Yaptıklarının nedenlerini azıcık ucundan da olsa geçmişine bağlamaları da havada kalmasını engellemiş. Ancak en eğreti duran şey kadınların arkadaşlıklarıydı. Resmen Se Yoon için adam öldürmeyi göze aldılar. Yasa dışı işlere karıştılar. Üstelik hepsinin sorumlulukları, kendi düzenleri varken her şeyi kaybetmeyi göze aldılar ama bu dostluğun altı boş duruyordu. Sadece liseden yakın arkadaşlar hala görüşüyorlar diye kimse kimse için bunu yapmaz. Kaldı karakterler her aksiyonlu olaya, her adam takip etmeye, etrafta bir sürü cinayet işlenirken olası katillerle yüzleşmeye falan kendi başlarına gittiler. Yanlarında ne savunma aleti ne de yetkili bir koruyucu olmadan. Sadece ses kaydı yaparak olayları çözmeye çalıştılar resmen. Buralar biraz saçmaydı bana göre. Dörtlünün geçmişlerinde onları birbirine bağlayan bir sır falan olsaydı ya da birbirlerinin en zor zamanlarında daha önceden kenetlendiklerini gösterselerdi bu kadar sırıtmazdı. Bir de duygu bozukluğu olan kadın nasıl o kadar gergin anlarda kendini tuttu anlamadım. Hep, öğretmene sinirlenip o davranışı yapan biri bu durumlarda daha abartılı tepki vermeliydi dedim durdum.
Kore dizisi bazında iyi bir dizi ancak bu hikayeye daha iyi bir senaryo hazırlanabilirmiş.
*** S P O İ - S O N ***

Yani yabancı dizilerde böyle cinayet, entrika konulu şeyleri çokça izlediyseniz bu dizi onların başarısız bir kopyası gibi kalacaktır. Ancak Kore dizisi izleyiciyseniz ve bu diziyi izlemediyseniz beğeneceğinize eminim. İzlemeyi düşünenlere şimdiden iyi seyirler.
Mutlulukla kalın.

10 Eylül 2019 Salı

Wattpad Hikaye Önerileri - 5

Merhabalar.
Koşuşturmalar içinde ilk gözden çıkardığım şey blog oluyor maalesef. Buna ruh halimin yazmaya uygun olmaması da etkili tabi ki. Ama artık aklımda dönüp duran fikirleri eritmek istiyorum o yüzden sık sık yazmaya çalışacağım. Bu kararı kaç kere yeniden aldım acaba? Neyse...
Bir sonraki yazılarda hayatımdaki değişikleri de yazmak istiyorum ama şu an onları kabullenemediğimden yazıya dökmek hiç içimden gelmiyor. Artık bir dahakine yazmayı ertelememek için kendime bu şekilde bir mecburiyet oluşturayım.

Daha önceden hazırladığım wattpad hikaye tavsiyelerine devam etmek istiyorum. Wattpad gerçekten benim severek kullandığım bir mecra. Ve sevdiğim, kaliteli bulduğum hikayelerin daha çok kişi tarafından okunması isterim. Bu seferki öneriler biraz romantik biraz komedi kıvamında.

1. Tadımlık Aşk - İlknur Birdal
Hali hazırda basılan bir kitap bu. Almayı çok istiyorum bakalım denk gelirsem kaçırmayacağım ama şu sıralar kitap almayı yasakladım kendime. Elimdekileri bitirmek istiyorum önce. Konusu benim okumaktan en keyif aldığım şey üzerine, evlilik. Çok aşık olarak evlenmiş çiftimizin zaman içinde nasıl yıprandıklarını ve bunun hayatlarını ne yönde etkilediğini okuyoruz hikayede. Çok eğlenceli ara ara da hüzünlü bir anlatımı var kitabın. Mutlaka şans verin derim.

2. Mavi Huydur Bende - Sherlock Holmess
Süper bir gençlik hikayesi. Kavga dövüş başlayan ama sonunda kaçılmaz aşka çıkan bir macera. Ben okurken çok eğlenmiştim. En aklımda kalan da balkon sahneleri. Okuyalı çok oldu aslında. Hatta kitaba uzun zamandır ara verdi yazar. Ancak bir umut bekliyorum.

3. Doğuştan Rahat - plutonalien
"Lokum gibi adamsın,fıstık gibi sözlün var,benimle neden muhatap oluyorsun?"
"Çünkü fıstıklı lokum sevmem."
Girişinin garipliğini tüm hikaye boyunca sürdüren bir kitap. Baş karakterin adıyla bile kalbimi kazanan buna artı olarak her anında beni süper eğlendiren bir hikaye. Farklı bir tarz arıyorsanız mizahta şans verin derim.

Evet şimdilik bu kadar. Umarım bir şans verir ve seversiniz. Bir sonraki yazılarda görüşürüz.
Mutlulukla kalın.