Merhabalar.
Bir süredir iç dökme yazıları yazıp sonra vazgeçip yayınlamıyorum. Biraz kalabalık bir grup beni okumaya başlayınca ne diyeceğimi de şaşırdım. Kendimi başkalarına açma konusunda çok ketum olduğum için belki birbirimizi gerçek hayatta tanımasak da bir çekingenlik geliyor. Zamanla aşarım her halde diye umuyorum.
Bugün ise yine iç dökme tarzı bir yazı ile geldim ama bunu ne olursa olsun yayınlamak istiyorum yoksa hep taslakta kalıp sonra da silinip gidecekler.
Biliyorsunuz ben 2018'de mezun oldum. Bir sene sonrada yüksek lisansa başladım. Haliyle bir 'iş ne olacak' korkusu sardı beni de. Çevremde iş bulanların çalıştıkları şartları duyunca oluşan kaygı, devlette çalışanların rahatlığını duyunca 'neden formasyon almadım ki' diye gelen pişmanlık ama sonra hepsine bir cevap veren pollyanna yanım. Yani klasik bir ben olarak aynı anda binlerce düşünce ile boğuşan bir zihin.
Ama bunlardan ayrı olarak fark ettiğim bir şey de var. Kimle konuşsam hayatından memnun değil. Herkeste bir memnuniyetsizlik, mutsuzluk, hep olandan bambaşka bir şey için duyulan özlem var.
Herkes bir şekilde hayatını değiştirmek istiyor gibi ama ne ile değiştireceklerine dair fikirleri de yok. Genelde bu iş tabanlı oluyor. Özellikle bizim gibi yeni yeni iş hayatına atılan gençler için. En azından benim fark ettiğim bu yönde.
Acaba bu memnuniyetsizlik halinin nedeni ne? Sanırım kendimize özel hayatımızda bir uğraş, bizi hayata bağlayan ayrı bir meşgale bulamıyoruz. Tabi bunlar için de para ve zaman gerekli kabul ediyorum. Ama yine de sevebileceğimiz daha basit şeylerle ruhumuzu yenileyip hayat koşuşturmasında yeniden yerimizi alabiliriz diye düşünüyorum.
Belki henüz iş hayatını tanımadığım için böyle olumlu yönden bakabiliyorum, belki işe girince ben de şikayet edeceğim çoğu arkadaşımın şikayet ettiği şeylerden ama ben yine de bunun olmamasını umut ediyorum.
Böyle işte, insanların sürekli dillendirdikleri bu mutsuzluk hali beni üzüyor bir yandan da. Küçükken toz pembe olan her şey büyüdükçe değişti evet. Hala içimde yetişkin olmayı reddeden bir yanım da var ona da tamam. Kafamızı kaldırıp baktığımız dünya kötülüklerle, felaketlerle dolu belki de ama ben yine de ruhumu yaşarken huzura erdirecek ve beni mutlu edecek bir hayat yaşamak istiyorum. Bunu arayıp bulmak istiyorum en azından.
Umarım bulmuşumdur da. Çünkü bu hayatta en çok mutlu bir insan olarak yaşamak ve çevremdekileri de mutlu etmek istiyorum.
Bulunduğumuz durumdan, işimizden, yaşantımızdan memnun olmasak da umarım değiştirme imkanımız varsa değiştiririz yoksa da içinde bulunduğumuz durumun şartlarını iyileştirmeye çalışırız. Kendimize ufak bir nefeslenme yeri hazırlarız.
Ve hep mutlu oluruz. Dünyadaki tüm insanlara mutluluk saçan insanlar oluruz.
Mutlulukla kalın.
Geleceği dört gözle beklerken geçmişi özleyen bana... Yaşadığımı hissetmek için kendime öncesinden birkaç anı... En güzel hatıralar şu an içimden geçen duygulardır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
Merhabalar. Bugün sizlere en en en sevdiğim Tayland dizisini anlatacağım. Ama öncesinde bir not geçeyim bu dizi BL türünde eğer bu tarz kon...
-
Merhabalar. Bugün sizlere Kore dizisi izleme serüvenim boyunca izlediğim mini dizilerden bahsedeceğim. Kore dizileri zaten kısa ama bu mi...
-
Merhabalar. Her ne kadar farklı konularda yazmaya çalışsam da elimi dizi-filmlerden çekemiyorum bu aralar. Yine bir j-drama ile huzurunuzda...
aynen öyle herşey den bir dert bir mutsuzluk çıkarıyoruz artık halbuki giden ne ömür geri geliyor nede giden hayat ... Gönülden Amin diyorum🙏son yazdığın sözlere Dilerim Rabbim güzel görenlerden eylesin inşallah canım benim... Rabbim seninde gönlüne göre versin inşallah sevgiler 😊🌸
YanıtlaSilAmin hepimizin inşallah. :) Çok doğru yazdıkların.
Sil"iç dökme yazısı"nı dikkat ile okudum.
YanıtlaSilHer şey inşallah istediğimiz gibi olur.
Teşekkür ederim. İnşallah. :)
Silİnsanlar hiçbir şeyden mutlu olmazlar ki, Bonheur. Akışına bırakmak gerek bence. Teşekkürler.
YanıtlaSilÇok haklısınız. Ben teşekkür ederim. :)
SilRica ederim, başarılar.
SilUmarım sizin için şans yüzünüze güler:)
YanıtlaSilUmarım. Teşekkür ederim. :)
SilSürekli şikayet eden negatif insanlara benim de tahammülüm yok. İnsan hep kendisinden kötü olanlara baksa böyle olmaz.
YanıtlaSilO bana pek iyi gelmiyor maalesef. Beni daha da geriye çeken bir şey. Başkaları için bir şey yapamamak üzüyor beni.
SilBen de bu sıralar yeni mezun yeni işsiz herkesin yaşadığı bu moddayım. Çalışanlar da çalışmayanlarda mutsuz gerçekten kimse ne istediğini bilmiyor. Umarım en kısa zamanda bizler de çalışanlar kervanına katılırız :)
YanıtlaSilO dönem çok zor başlarda bilirim ama hiçbir şey için kendine stres yapma. Zamanla her şey bir şekilde ilerliyor. İnşallah hepimiz hayırlısıyla işlerimizi elimize alırız. Bir de ben de başka başka bölümler okuma sevdası var. Onu ne yapacağım hiç bilmiyorum. Yakında gitmedik okul bırakmayacağım gibi. Keşke öğrenciliğe maaş bağlasalar. :D
Silülkenin genel hali ya insanlar evet mutsuz. öncelikle ekonomi nedeniyle :) herşey pahalı. evlilikler bu yüzden kötüye gidiyor. erkekler çaresiz kalıyor şiddete başvuruyor. ekonomik ve sosyal açıdan zayıf olunca insanlar ne yapacağını bilemiyor işte. spor, hobi, kültürel faaliyetler hep bir şekilde paraya dayanıyor. boşluğa düşüyor herkes.
YanıtlaSilBunun da etkisi büyük elbette. Ama erkeklerin çaresizlik diye bahane bulmalarını kabul etmiyorum ben. Şiddetin bahanesi olmuyor. Ki bazen hiç konduramayacağın kültürlü dediğin kişiler bile şiddet uygulayabiliyor ailesine ya da çevresine.
SilYaşamak istediğimiz hayatla yaşadığımız farklıysa hoşgeldin "mutsuzluk"
YanıtlaSilTabii buna bir de geçim kaygısı, iş bulma derdi ya da bir tutum paraya çalışılan işleri, yasakları, adaletsizlikleri ekle. Off yazarken bile içim sıkıldı ama maalesef tam da böyle bir döngünün içinde yaşıyoruz. Maalesef coğrafya kaderdir sözüne inanıyorum çoğu zaman.
Çok doğru gerçekten. Ben de bu sözü son zamanlarda sık sık duyuyorum. Ama kader diyerek kabullenmek yerine nasıl daha iyi olabiliriz diye düşünmeliyiz. Yani avrupa ülkelerinin de çok kötü sosyal düzene sahip oldukları zamanlar var ama ileriye dönük düzenlemelerle şimdiki haline gelmişler. İsteyince her şey mümkün bence. Sadece yetki sahiplerinin elini taşın altına koyup çalışması gerek.
SilIşe ilk girdigimiz de ortama ayak uydurmak ve verilen kesinlikle bu yapılır fazla iş yükü bizi işten soğutabiliyor fakat sabır ve istekle zaman geçtikçe insanlarla kaynaşma ve samimiyetle bu duyguların yerini güzel duygular alıyor ama baştan çıtayı çok yükseltmemek gerek sonrası hayal kırıklığı olur umarım siz en başından sever ve sevilirsiniz her konu da (:
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim iyi dilekleriniz için. Başlangıçta bu tarz sıkıntılar oluyordur tabi. Keşke olmasa ama insanlar bir değişik ne yazık ki.
Silİş hayatı, hele büyük şehirlerde trafiği şusu busu derken insan bıkıyor ya... :(
YanıtlaSil:)
Ben de beklerim bloguma, sevgiler :)
En çok korktuğum şey şu sıralar büyük şehre düşmek. Bakalım kısmet şimdilik Adana'da bir süre rahatım. :) Teşekkürler. :D
SilBöyle yazıları sevmemin bir sebebi de kendimden bir şeyler bulmak.
YanıtlaSilOkurken o kadar çok ah bende diye içlendim ki.
Çok mutlu olun inşallah blog isminiz gibi :)
Çok teşekkür ederim iyi dilekleriniz için. Hepimiz mutlu oluruz umarım. :) Ben de bu tarz yazıları yazmayı ve okumayı seviyorum. Hepimizin derdi, tasası benziyor birbirine.
SilMerhaba. Blogunuz oldukça dolu ve yararlı bilgiler barındırıyor.Emeğinize Sağlık.Eğer zaman ayırmak isterseniz,yeni açtığım bloga göz atıp takip ederseniz beni oldukça mutlu edersiniz.Sağlıcakla Kalın.
YanıtlaSilhttps://hepfragmanizle.blogspot.com/
Teşekkür ederim yorumunuz için. :)
SilÇok uzuun bir işsizlik döneminin ardından bugün 3. iş günümden bildiriyorum işim olursa dünyanın en mutlu insanı olurum sanmıyordum açıkçası ama göğsümdeki sıkıntı gider diyordum o da gitmiyormuş :D bu yorum nereye gidiyor :D eski sıkıntıların yerini yenileri ivedilikle dolduruyor ama önemli olan olumlu şeylere odaklanabilmekte bence. Mutluluğun, huzurun çok da dış güçlere bağlı olduğunu düşünmüyorum ben o yüzden her koşulda içimizi ferah tutmaya çalışmamız lazım bence. Umarım bu yıl herkes hayalindeki gibi bir iş bulur. Ve büyük şehir gözünüzü korkutmamalı bence uzaktan korkunç geliyor ama keşmekeşe alışınca insan bağımlısı oluyor :)
YanıtlaSilYeni işiniz hayırlı olsun. :) Kesinlikle öyle, zaten hayatta insan hep bir şeylere kafayı takıyor illaki. Oturup düşünsek neler neler var ama kendi kendimizi mutlu etmek için uğraşınca ne olursa olsun sağlam kalarak atlatabiliriz. Amin diyeyim ben de duanıza. :) Büyük şehirden ziyade İstanbul korkutuyor beni. Dönüp dolaşıp oraya mecbur kalacakmışım gibi geliyordu bu satırları yazarken. :D
SilGerçek bir yazı, içten. Hem kişisel, hem de dünyanın derdiyle dertlenen. "...içimde yetişkin olmayı reddeden bir yanım da var..." demişsin ya, başında da "hâlâ" demişsin hatta. Muhtemelen o reddetme hali karakterin olmuştur artık. Keşke herkes için öyle olsa. Çocukların bakış açısıyla hayatı yaşayabilse büyükler, zaten bu mutsuzluk ortamı da olmazdı dünyamızda. Bize diyorsun ama sen de mutlulukla kalıyorsun, değil mi? :) Neşeli ve sağlıklı sevgilerle :)
YanıtlaSilYorumunuz için çok teşekkür ederim. :) Sözlerinizde haklısınız. Keşke öyle olsaydı ama değişik bir canlı insan. Siz de mutlu ve sağlıklı günler. :)
Sil