Merhabalar.
Bilgisayarımın Kayseri'ye geldiğim ilk gün bozulması ve bunun üzerine ilk kez mimlenmem aynı zamana denk geldi. O yüzden oluşacak yazım yanlışları ve resim paylaşamamanın burukluğu için şimdiden özür diliyorum. Aslında bilgisayarımı garantiye verdiğim anda bir yazı yazmam gerektiğini hissetmiştim.
Öncelikle benden bu yazıyı yazmamı isteyen Öneri Makinesi'ne çok teşekkür ederim. Şimdi de gelelim tam benlik olan konuya: Koleksiyonlar.
-Koleksiyon düşüncesi sizin için sadece bir nostalji mi yoksa tutku mu?
Benim için daha çok anı biritirmek gibi bir şey. Eğer annem ve teyzem olmasaydı odam tam bir ıvır zıvır yığını olurdu. Hayatta manevi değeri olan her şeyi biriktirmek gibi bir huyum var. Ve bundan çok memnunum. Biraz zaman geçince elime alıp geçmişi düşünmek bana huzur veriyor. İnsanlar yaşlandıkça eskiyi özlermiş galiba benim ruhum çoktan yaşlandı. Bedenimin ona yetişmesini bekliyor.
-Koleksiyon yapıyor musunuz? Yapıyorsanız neler? Yapmıyorsanız ne koleksiyonları yapmak isterdiniz?
Benim ilk koleksiyonunu yapmaya başladığım şeyler peçete ve peluş oyuncaklarımdı. Hatta komşusundan, akrabasına herkes bana peçete getirirdi gittiği yerlerden. Peluş oyuncaklarımın artışı şu an dursa da (biyolojik yaşımdan dolayı ailem bana oyuncak almayı reddediyor. Ben de paramı kitaplara harcıyorum. :D ) kendime ait bir evim olduğumda onları raflarda sergilemeyi çok istiyorum. Daha sonra sticker, etiket ve post-it koleksiyonlarım var. Hem kendi aldığım hem de birinde gördüğüm post-itleri bir deftere yapıştırıyorum. Annem aldığım etiket ve stickerları kuzenlerime vermek istese de tam güç direnişe geçip bunu engelliyorum. Yani kim evin içinde tepinerek 'bana ne işte' diyen biriyle uğraşmak ister ki. :D Daha sonra sevgili Öneri Makinesi gibi ben de defter koleksiyincusuyum. Ama ben kıyamıyorum onlara. Bir de benim sevimli bir kırmızı kutum var ki ona da anılarımı biriktiriyorum. Aklınıza her şey gelebilir bu noktada. Küçük oyuncaklar, unutamayacağım notlar, yerde yuvarladığım taş, ağaç dalları, biletler daha ne olursa. Saklamak ve unutmamak istediğim her şeyi sığdırırım ona.
Ben bu hayatta en çok unutmaktan korkuyorum o yüzden hiçbir zaman unutmuş olmayı istemiyorum. Belki gözümün önünde olan bu şeyler bana hiçbir zaman yaşadıklarımı unutturmaz.
Yazıma son verirken birkaç bir şey daha söylemek istiyorum. Benim için bu blog da bir anı yeri. Kırmızı kutum gibi değerlilerimi biriktirdiğim, onları kendi cümlelerimle yazdığım bir yer. Bu yüzden bugün bu yazıyı yazdığım için çok mutluyum.
Adet gereği mimlemem lazım sanırım birilerini. O zaman şöyle yapalım yazmak isteyen yazısını yazsın ve yorum kısmına da linkini yazsın da okuyalım. Olur mu?
Mutlulukla kalın.
Geleceği dört gözle beklerken geçmişi özleyen bana... Yaşadığımı hissetmek için kendime öncesinden birkaç anı... En güzel hatıralar şu an içimden geçen duygulardır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
Merhabalar. Bugün sizlere en en en sevdiğim Tayland dizisini anlatacağım. Ama öncesinde bir not geçeyim bu dizi BL türünde eğer bu tarz kon...
-
Merhabalar. Bugün sizlere Kore dizisi izleme serüvenim boyunca izlediğim mini dizilerden bahsedeceğim. Kore dizileri zaten kısa ama bu mi...
-
Merhabalar. Her ne kadar farklı konularda yazmaya çalışsam da elimi dizi-filmlerden çekemiyorum bu aralar. Yine bir j-drama ile huzurunuzda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder