Neler Hakkında Yazıyorum?

8 Eylül 2020 Salı

Hamam - Film

Merhabalar.
Yakın zamanda izlediğim bir filmi bırakıp kaçacağım bugün. Aslında benim doğduğum zamanlarda çekilen bu filmi izlemeyi uzun zamandır düşünüyordum ama hayatım artık öyle bir yere geldi ki tüm her şeyi erteleyip bomboş günler geçiriyorum. Bunun bana pahalıya patlayacağını çok iyi bilsem de yorgun ve yılgınım, halim yok hiç bir şeye. İteleye iteleye işleri yoluna koymaya çalışıyorum. Mesela bu film yazısı için bilgisayarın başına geçtim. Filmden ekran resimlerini aldım. İçlerinden beğendiklerimi seçtim ama iş yazma kısmına gelince üşenip kapatmak istedim. Ama şu an bu sesi dinlemeyip yazıyorum çünkü biliyorum ki bir kere bu sayfayı açınca kelimeler akıp gidecek. Diğer işler için de bu iradeyi gösterip başlayabilmeyi çok istiyorum. Artık adım adım bir şeyler. Filme geçelim şimdi de sızlanmalarım bitmez benim. :)

Üzgün not, biraz yazıp ara vereyim dedim ve aradan bir hafta geçti neredeyse. :( Artık ertelemelerim bu boyutta düşünün. 

Film bir Ferzan Özpetek filmi. Sinemaya ilgim olsa da teknik bilgim yok ama ben yönetmenin filmlerini çok seviyorum. Kamera açıları görüntüler arası geçişler bana tanıdık geliyor filmlerinde. Bu film ilk filmi olma özelliğini de taşıyor ayrıca. Konusuna gelecek olursak Francesco İtalyan bir iş adamıdır. Bir gün Türkiye'de yaşayan teyzesi Anita'dan kendisine miras kaldığını öğrenir.

Bu yüzden Türkiye'ye gelmek zorundadır. İşlerini bir an önce bitirip evine dönmek isterken teyzesinden kalan mektupları bulur. Teyzesi ile yaşayan bir Türk aile vardır. Francesco'yu çok iyi tanımaktadırlar çünkü teyzesi sağlığında hep ondan bahsetmiştir. Geldiği yabancı ülkede bu kadar sıcak bir ilgi gören Francesco kendisine miras olarak bir hamam kaldığını öğrenir. Gün geçtikçe hayatına giren yenilikler onu değiştirmeye ve önceden eksik kalan yanları fark etmeye başlamasını sağlar.

 ***Spoiler***
Anita'nın mektuplarından anladığımız kadarıyla ablası ile problemli bir şekilde gelmiş Türkiye'ye. Sorun da Francesco'nun babası diyebilirim. Aileden dışlanan bu kadın geldiği bu yeni ülkede hamamlardan etkilenip kendisi de bir tane işletmeye karar vermiş. Bir kadının erkek hamamı işletmesi yadırganan ama bir o kadar da ilginç bir şey olduğu için gittikçe ilgi görmüş. Müşterileri ile bir arkadaş-sırdaş ilişkisi geliştirmiş. Kendini herkese sevdirmeye çalışan bir kadın gibi geldi bana. Bizim insanımızın erkekliği ne kadar böbürlenilecek bir şey olarak gördüğünü ama Madam'ın hamamda şahit olduklarıyla o erkekliğin ne kadar boş bir balon olduğunu, o aile babalarının gizli sırlarını, okumak beni hafiften gülümsetti ne yalan söyleyeyim. Bir cinsiyete bu kadar değer yüklenmesi ama bunun o kadar içi boş olması beni güldürüyor.

Benim en sevdiğim sahneler hep yemek masası sahneleridir dizi-filmlerde. Bu filmde de yemek sofrası 'aile' hissinin yaşatan konumdaydı. Özellikle Madam'ın yanında kalan kişiler Francesco gelince ona hemen bağlanıp adeta Madam'ın yerine koydular. Masanın baş köşesinde otururken uyuyakaldığı ve diğerlerinin gülümseyerek onu izlediği kısım bunu açıkça gösteriyor bence.

Bir diğer yandan da aile ile gelen yabancının ilişkileri var. Anne ve baba Francesco'yu oğulları gibi görüp sevmeye başlarlar. Ailenin kızı Füsun ise daha ilk görüşte Francesco'dan etkilenir. Ancak Francesco evin oğlu Mehmet ile tanıştıktan sonra Füsun ile olan sohbetleri azalmaya ve gününü Mehmet'le geçirmeye başlar. -Mehmet Günsür'ü izlemek çok keyfiliydi bu arada. :)-



Zamanla bu ikili yakınlaşmaya başlar. Bakışmalar bize çok şey söyler ama hiçbir zaman net bir şey göremeyiz. Sonra Francesco'nun İtalya'daki eşi Marta Türkiye'ye gelir. Aslında boşanmak istediğini söylemek için gelmiştir ama karşısında gördüğü adam ile bir kararsızlık yaşamaya başlar. Francesco ve Füsun arasındaki yakınlıktan rahatsız olmuştur. Sürekli kocasını izlerken aslında dikkat etmesi gerken kişinin başkası olduğunu fark eder.
Filmde Francesco ve Mehmet arasındaki ilişki sanki bir tül ardından izliyormuşuz gibi belli belirsiz gösterilmişti başlarda. Ufak detaylarla izleyicinin dikkatine sunulmuş gibi. Mesela Marta, Füsun hakkında sorular sorarken Francesco birden Mehmet'ten bahsetmeye başlıyor. Ya da ikili sohbet ederken birden gözleri dalıyor. Marta'nın döndüğü sahnede Mehmet'in kolyesini Francesco'nun taktığını görüyoruz mesela. Böyle detayları fark etmek beni mutlu ediyor izlerken. Direk göstermek yerine seyirciyi de içine alıyor sanki filmin.

  

Marta yeni geldiği bu evde önceki kararlılığını kaybetmeye başladıkça Madam'ın eşyalarına merak salar. İlgisinin çekse de aklındaki fikri bulandırdığını fark edip hep geri adım atar burada gördüğü şeylere. Francesco'nun ilişkisini öğrenmesi ile de ikili arasında son noktaya gelinmiştir. 








Filmin başından beri 'o insanlar tehlikeli' mesajı yerine ulaşır ve hamamı alıp yıkmak isteyen kişiler Francesco'ya zarar verir. Sevdiği insanı kaybeden ikili birbirlerini teselli ederken İstanbul da yeni bir fert edinmiştir.




Son kısımda Marta'nın Mehmet'e yazdığı mektupla pek çok şeyden haberdar oluruz biz de. Mehmet evden gitmiştir. Belki de sevdiği adamın hatıralarının olduğu yerden kaçtı. Marta ise bir zamanlar Madam'ın yaşadığı gibi hamamın sahibi olarak yaşamaya başlar. Başladıkları yerde kendilerini yabancı hisseden karı koca yabancı bir yere kendilerini ait hissederler. Belki bu İstanbul'un büyüsüdür kim bilir.



***Spoiler son.***

Film tabii ki çok güzeldi. Bazı şeylerin sonradan yapılan anlatımlarla anlaşılması benim hep çok hoşuma gider. Bazı filmlerde bu sakar durup kafa karıştırsa da bu filmde çok yerinde olmuş. İzlemesi keyifli bir filmdi. Eğer merak ediyorsanız sakin bir gününüzde başına geçin derim. İzlerken İstanbul'un eşsiz güzellikteki yapılarına hayran kaldım. Son zamanlarda gördüğümüz restorasyon faciası yapılardan biri olmamışlardır diye umut ediyorum. Ülkemizde görmediğim bunca güzellik varken teker teker yok ediliyorlar insan eliyle. Buna seyirci kalmak çok acı.
Söyleyeceklerim bu kadar. Ara verip yazdığım için kopukluklar olabilir umarım keyifle okursunuz yine de. İzlemeyi düşünenlere iyi seyirler. Ben de gidip tembelliğimi kanıtı olan bu posta baka baka ağlayayım. :(
Ama siz...
Mutlulukla kalın. :)

13 yorum:

  1. bu filmi izlemedim, güzel filme de benziyor sanki saatler yetmiyor gibi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle vakit su gibi akıp gidiyor elimizden. Teşekkürler yorumunuz için. :)

      Sil
  2. Yayınlandığı dönemlerde çok ses getirmişti film ama ben izlememiştim . Not aldım teşekkürler

    YanıtlaSil
  3. Yayınlandığı dönemde çok ses getirmişti bu film . Ben izlememiştim ama. Not aldım teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden sinema daha özgürmüş pek çok filmi kültür bakanlığı destekliyormuş hatta. Şimdi böyle olması üzücü. Umarım beğenirsiniz. :)

      Sil
  4. hamam eveeet ayrıca harem suare, serseri mayınlar, cahil periler, ferzan özpetek in italyada çektiği filmler biricik, türkiyede çektikleri kötü :) yeni romanı çıktı ayrıcaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burada çok kafadan ses çıkıyor belki de ondandır. :) Bakacağım yazdıklarına da teşekkürler. :)

      Sil
  5. Filmi baya unutmuşum ya, sonunda Mehmet Günsur ile kavuşmuyorlar mı? Hiç hatırlamıyorum :D

    Ben de çok severim ekranda yemek sofraları izlemeyi, Özpetek de en iyi yapanlardan.Cahil Periler ve Serseri Mayınlar filmlerinde de güzel sofralar var, ahh o İtalyan yemekleri <3<3 bellissimo :)

    Fatih Akın'ın Duvara Karşı filminde de yemek sahnesi çok özeldir bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır kavuşmuyorlar ne yazık ki. Mehmet evi terk ediyor olanlardan sonra. Ayrı bir şey yemek sofrası. Her türlü duyguyu verebiliyor. Galiba insanların yüz yüze bakıp kaçamayacakları bir alan olduğu için. Bu filmler de listemde bakalım yavaş yavaş izlerim umarım. :)

      Sil
  6. Bende geçenlerde Harem Suare filmini izledim... Bu da izlenecekler arasında.
    Bu seneyi ben Ferzan Özpetek senesi yapıp tüm filmlerini izleyeyim dedim ama henüz 1 tanesini izleyebildim... Neyse önümüzde zaman var diye sallanıyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sırada o var. Depptone yazmış bakacağım diğer filmlere de. İzlersiniz daha var senenin bitesine. Keyifli geçsin de zaman ben biraz sıkıntılıyım kendileri ile. Çok boşa harcıyorum sonra kendini vicdan azabı olup hatırlatıyor. :)

      Sil
  7. Bir filmin güzel olması için gerekli olan kişi Ferzan Özpetek... Şimdiye kadar hiç olmamış bir filmini görmedim. Bu filmi izlemedim spoiler kısmına kadar okudum yazını baz alarak izlemek istiyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım beğenirsin o halde. İyi seyirler. :)

      Sil