Neler Hakkında Yazıyorum?

10 Mart 2017 Cuma

En Güzel Aşk Filipinler'de!

Merhabalar.
Ah.., Filipinler deyince bile insan sıcacık hissetmiyor mu?
Başlarda nasıl bir dille karşılaşacağım diye merak ediyordum. Sonra tatlı mı tatlı aşk hikayeleriyle ve süper ötesi yakışıklımızla beni pişman etmeyen iki güzel film oldu. İki filmin de başrol oyuncuları aynı.
Ben tarihlere göre peş peşe izledim filmleri aynı sırayla da anlatmaya başlıyorum.
İlk filmimiz Bakit Hindi Ka Crush Ng Crush Mo? Anlamı ise görselde gördüğünüz gibi. 
Konusuna gelecek olursak Sandy aşık olduğu adamla birinci yıllarını kutlamak üzeredir ve ona çok kıymetli bir hediye vermeyi tasarlar. Ancak kutlama yerine gidince sevgilisi onu terk eder. Diğer baş rolümüz Alex ise yakın zamanda düğününü iptal etmiş ve baba evine dönmüş bir gençtir. Şirketler zincirlerindeki plak şirketi batmak üzeredir ve Alex onu kurtarmaya talip olur. Sandy ise bu şirketin çok başarılı bir çalışanıdır. Ancak maddi yetersizlikle şirketten pek çok eleman çıkarılır. Sandy de terk edildiği günün sabahına işten çıkarılınca tüm hıncını patronundan çıkarır. Ancak şirketin geleceği için Sandy'yi tekrar işe almak isteyen Alex ona bir teklif sunar. Sandy'yi erkekler tarafından beğenilecek bir kadına dönüştürecektir. Kızımız da şirkete yeni katalog için yardım edecektir. Böyle başlayan komik ve romantik bir hikaye sizleri bekliyor efendim.

-Kızımızın masumane dilekleri.

-İlk karşılaşma ve peşi sıra gelen perişanlık.

-Mecbur kalınan o an.

-Eski sevgiliyi yeni sevgilisi ile görme hali. :(

-Evet, hem sen daha iyilerine layıksın değil mi?!


-Ve ufaktan değişim başlar. Durun durun önce gözünü açmak lazım. Ama bizim kızımız uslanmaz aşık.

Ne derseniz deyin böyle kör kütük aşka inancını gördükçe kendi sonumu izliyormuş gibi hissettim.

-Hmm bu tarif bana birilerini hatırlatıyor sanki...

-Beklenen değişim ve hayran bakışlar.



-Tabi ki sağdaki. Riskli ama eğlenceli!

-Neyse ki atlatılan tüm badirelerden sonra mutlu son! 
Bu kare de çok güzel sanki.


-Bu sözü okuduğumda 'bana mı söylüyor o?' diye bir burun büktüğüm olmuştur. :D

Evet gelelim çiftimizin ikinci filmine; Bride for rent. Kiralık gelin klasik zoraki evlendirme hikayelerinden. Ben böyle konuları çok sevdiğim için hemen izlemeye koyuldum. Bu filmde erkek karakterimiz daha uçarı, umursamaz bir tipti. Yukarıda anlattığımda ise tam bir çapkındı. Neyse konumuza gelecek olursak Rocky biraz yeteneksiz bir oyuncudur. Ancak inatla her türlü seçmeye katılır ve o sırada da herkesin en az bir komşu teyzesinin yaptığı gibi kozmetik vb. malzemeler satmaktadır.
Ee o kadar kadını bir arada görünce. Erkek karakterimiz Rocco ise büyük annesi tarafında şımartılmış, 25 yaşına gelince aktifleşecek bir banka hesabına güvenip harcamalar yapan biridir. Doğum günü geldiğinde bir de öğrenir ki bir şart daha vardır o da evlilik. 
İşte o sırada arkadaşlarıyla yeni kurdukları ajans şirketinde bir seçme düzenlerler. Kızımız da Rocco'nun yaptığı bu seçmeyi duyunca hemen atlar tabii. Çiftimiz büyülü bir çarpışmayla karşılaşırlar ve bir şekilde anlaşma yaparlar. Ancak büyük anne Lala eski bir aktristir ve hemen işin rol olduğunu anlar. Bu sefer o kızı kiralamak ister. Ailesi evden atılan ve paraya ihtiyacı olan Rocky ise teklifi kabul eder. Taze evli çiftimiz bol komedili ve ilk filmden bile aşk dolu sahnelerle bir maceraya atılırlar.
 -Öncesinde eski sevgililerinde özür dilemeyi deneyen Rocco başarısızlığı çok şaşırtıcı şekillerde tadar tabii.

 -Lala planı hazırlarken.

 -Çok güzel bir söz. Keşke herkes özür dilemeyi bu kadar gözünde büyütüp gurur meselesi yapmasa...

-Burada Lala'nın sözleri çok güzeldi. Ayrıca Rocky şirkette çalışmaya başlar. Birlikte evli çiftlerle röportaj yapıp bir film oluşturmaya karar verirler. Oradaki çiftlerin sözleri de çok anlamlıydı. Aile yapısının yok olmaya başladığı, boşanmaların giderek arttığı bu dünyada evliliğin aslında ne olduğunu bilmeyen çok insan var maalesef.
 



-Sev ve affet.

-Romantik erkeğimiz sürprizi. Ve devamında ikinci düğün. :)
Benden bu yazıda bu kadar. Çokça görseli toplayacak zamanım yoktu, isteğim de yoktu. Böyle kalsın buralar. İzlemek isteyen olursa da hiç tereddüt etmesin. Ufak detaylarda sürprizler de olacaktır. Sonunda büyük bir gülümsemeyi elde edebilirsiniz. Konuştukları dil çok karışıktı yalnızca. Hintçe, İngilizce, İspanyolca kelimeler duydum sürekli, ayrıca Arapça'daki gırtlaktan söyleme şekli de vardı çoğu kelimede. Sonra araştırırken bu dillerin hepsinden etkilenmiş olduklarını gördüm. Hatta bir kişi İngilizce'yi ne kadar çok kullanıyorsa onun kültürlü olduğunu gösteriyormuş sanırım. Filmlerde öyle kısımlar vardı. Ben ana dili doğru ve çok kullanmaktan yanayım ama her toplum farklı tabi ki.
Neyse bugünlük bu kadar.
Mutlulukla kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder