Neler Hakkında Yazıyorum?

28 Mayıs 2022 Cumartesi

BCP Mayıs * Rus Edebiyatı ve Sineması ya da Spor

Merhabalar.

Blogları Canlandırma Etkinliği'nin bu ayki konusu başlıktaki gibi Rus edebiyatı ve sineması ya da spordu. Eğer siz de bu etkinliğe katılmak isterseniz buradan bilgi alabilirsiniz. Ben uzun zamandır Rus sinemasından bir şeyler izlemek istiyordum o yüzden hakkımı bundan yana kullandım. İzleyebilecek filmleri araştırırken Rus bir yönetmen hakkında birkaç şey okudum ve çok ilgimi çekti. Aleksandr Sokurov hakkında Tarkovski'nin varisi ve Rus sinemasının Dostoyevski'si deniyormuş. Gerçekten bu sözleri hak eden kişinin filmlerini çok merak ettim. Araştırdığımda konuları çok ilgimi çeken iki filmini buldum. Bunlar bir üçlemenin ilk iki filmiymiş. Bu yüzden ikisini de peş peşe izledim. Yönetmen zamanında varisi ilan edildiği Tarkovski ile de çalışmış. Hatta onun sayesinde iş bulabildiğini söylediği yazılar gördüm. Yönetmenin mezuniyet ödevini izleyen Tarkovski çok beğenmiş denilene göre. Ayrıca Aleksandr Sokurov sürekli farklı teknikler kullanarak çalışmış. O yüzden diğer filmlerini de izlemeyi çok istiyorum. 

Şimdi geçelim filmlerden konuşmaya. İlk filmimiz 1997 yılından Mat i Syn. Anlamı Anne ve Oğul.
Hasta ve ölüm döşeğinde olan bir anne ile oğlunun bir gününü gösteriyor film bize. Özellikle bir yakınını kaybeden veya hasta bir yakınına bakan kişiler için çok anlaşılır bir film olduğunu düşünüyorum. Kendi adıma bunları tecrübe ettiğim için bazı noktalar o kadar benim duygularımı gösteriyordu ki çok etkilendim. 
Filmi bir noktada Freud'un oedipus teorisine benzetenler olmuş. Tabi ki bu alanda çalışan birine göre benim düşüncem anlamsız kalıyor ama ben Freud'un bu teorisine tam olarak katılmıyorum. Filmde anne ve oğul arasında derin bir sevgi olduğunu görebiliyorsunuz. Ama bunu bu teoriye bağlamak bana mantıklı gelmiyor. Neyse dediğim gibi benim kişisel bakış açımda Freud'un teorileri pek aklıma yatmıyor çoğu zaman o yüzden sadece böyle bir bakış açısından da bakan var diyerek devam ediyorum.
Bu tarz filmleri herkesin seveceğini düşünmüyorum. O yüzden öncesinde iyi karar verin. Çoğu kişi sıkıldıklarını söylese de film bence çok güzeldi. Doğa seslerinin kullanılması beni mest etti. Sahne geçişlerinde sanki yağlı boya tablolarından çıkıp gelen manzara kesitleri, karakterin geniş planda kırsal arasında küçücük kalmış halini izlemek, rüzgarın sizi üşütecek kadar gerçekçi sesi, annenin nefesini dinletmesi... Hepsi filmi etkileyici kılan detaylardı.
Filmle alakalı daha ayrıntılı bir yazı yazmak istiyorum. O yüzden sevdiğim sahnelerin resimlerinden birazını paylaşıp diğer filme geçiyorum. İlginizi çeken türden bir filmse şans verin derim. 







*
İkinci film ise Otets i Syn adlı 2003 yapımı bir film. Bu filmin anlamı da Baba ve Oğul. Bu film diğerinden daha farklı bir şekilde işlenmiş. Yine temelinde Ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişki işleniyor ama bu sefer başka karakterlerde dahil oluyor hikayeye. Ben ilk filmi daha çok sevdim ama bu filmde de satır aralarında saklı olduğunu düşündüğüm, yoruma açık çok fazla psikolojik detay vardı bana göre.
Filmin konusuna gelecek olursak; eski bir asker olan baba küçük yaşta annesiz kalan oğlunu kendi başına büyütmüştür. Sürekli bir arada olan bu ikili birbirlerine oldukça bağlıdır. Ancak oğulun askeri okula başlayıp evden ayrılması ile baba artık hayatlarını ayrı ayrı kurmaları gerektiğini düşünür. Başka bir şehirden gelen iş teklifine sıcak bakmaya başlar. Ayrıca yeniden evlenmek gibi konuşamalar geçer ikili arasında. Biz filmi ikilinin bu yol ayrımını hissettikleri yerden izlemeye başlarız. Kendi adıma karakterlerin davranışlarını anlamlandırmak da başta çok zorlandım. Ama film ilerledikçe ve olayları öğrendikçe daha mantıklı gelemeye başladı. Hatta bir ara karakter sarhoş mu diye bile düşündüm. İçki içtiği bir sahne yoktu öncesinde bu yüzden acaba Ruslar böyle mi davranıyor günlük hayatta dedim. Çünkü her yerin kendi davranış kalıpları var. Bize ilginç gelen onlar için normal olabiliyor. Neyse bu yüzden Rusları daha iyi tanıyor olsam daha anlamlı olabilirmiş gibi de geldi. 

Baba ve oğul arasındaki ilişkinin bu kadar güçlü olması bize normal gelebilir aslında. Çünkü hayatta sadece ikisi var düşününce. Ama yönetmen ikili her bir araya geldiğinde yan karakterlere öyle bir bakış attırmış ki tüm sahneyi o gerilimle izliyorsunuz. Yargılar bakışlar size de acaba burada başka bir durum mu var dedirtiyor. Bu gerilimi hissetmek de güzeldi. Biraz psikoloji üzerine bilginiz varsa yorumlaması daha da keyifli bence. 
Bu filmi de ayrıntılı yazmak istediğim için pek bir şey yazmayacağım şimdi. Fikir vermesi açısından birkaç şey söyleyeyim ama. Filmde sürekli müzik dinliyorsunuz. Her sahnenin arkasında müzik var. Bazen bunu karakterler seçiyor bazen kendiliğinden çalıyor oluyor. Bu filme karşı oluşturduğunuz duyguları yönlendiren bir şeydi bence ve bu tekniği çok sevdim.

Ayrıca filmde biraz hayalcilik mi desem, gerçek üstülük mü desem bir şey var. Yani bana göre sanki karakterlerin eylemleri gerçek bir davranış değil de içlerinden geçen davranışlar gibiydi. Hani belki size de olur bu. Bir durum içindesinizdir o an bir davranış sergilersiniz ama içinizde başka bir şey yapmak isteyen, başka bir söz söylemek isteyen bir yanınız vardır. O an belki uygunsuz olacak diye kendinizi engellersiniz. Bana da karakterler o içten gelen sese göre davranıyormuş gibi geldi. Umarım anlatabilmişimdir. 



Böyle işte. Biraz hastayım o yüzden ilaçlardan kafam bulanık şu an. Erteledikçe erteliyorum bu yazıyı onun için vazgeçmeden yazayım dedim. İki filmi de sevdim. Ayrıca yazmak isteyecek kadar da ilgimi çekti detayları. Eğer ilginizi çektiyse, bu tür filmleri seviyorsanız izleyin derim. İnceleme yazılarını okumak da çok keyifliydi. Herkes farklı bir açıdan bakmış oluyor ve farklı bir fikir veriyor size. 
Bu kadardı.
Mutlulukla kalın.

10 yorum:

  1. Geçmiş olsun. Güzel bir yazı olmuş. Hiç Rus filmi izledim mi hatırlamıyorum. Psikolojik filmleri severim ama bazen karakterleri sevemezsem çok sıkıldığım da oluyor. Belli olmuyor yani benim sağım solum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. :) Evet her zaman sarmıyor böyle filmler. Her filmin bir zamanı var bence. İlginizi çektiyse belki bir şans verirsiniz. İyi seyirler şimdiden. :)

      Sil
  2. geçmiş olsun. izlerim tabisi. rus sineması ve iran sineması. dünyada en özel iki sinema yaa bencesi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. :) İran sinemasını ben de çok seviyorum. Çok başka bir tadı var. Rus sineması ile de tanıştık bu şekilde. Kurcalasam bir sürü izlenecek film çıkar kesin. Biraz anlatacak hikayeleri olan ülkeler olunca çıkan işler de anlamlı oluyor bence.

      Sil
  3. Çok geçmiş olsun. Bu tarz filmlerin altında yatan manaları az çok anlamadan izlemeyi sevmiyorum. Filmin hakkını veremiyormuşum gibi geliyor. :) Ama detaylı incelemelerini okuyunca izlemek daha keyifli oluyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler. :) Evet haklısınız incelemeleri okuyunca hiç aklıma gelmeyen küçücük bir detayın aslında hikeyeye ne kadar büyük bir katkı sağladığını görüyorum. :ok keyifli oluyor bunu keşfetmek.

      Sil
  4. geçmiş olsun umarım daha iyisindir. rus sinemasını çok tanımıyorum ama izleyebilirim merak ettim psikolojik yönden filmleri incelemeyi de severim zaten çok alanım olmasa da ilgim var :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Ben o, hiçbir zaman iyileşemeyen insanlardanım ama şimdi daha iyiyim. :) Ben de ilk defa bu filmleri izledim Rus sinemasından. Dizi-filmlerdeki detaylardan bahsetmek, bunları düşünmek çok güzel. Sanki biz de bir parçasıymışız gibi hissettiriyor.

      Sil
  5. Geçmiş olsun öncelikle, bu kadar geç uğradığım için kusura bakma :)

    Rus sineması metaforlarıyla bambaşka bir dünya ancak ben artık eskisi kadar keyif alamıyorum çok ciddi yapımlardan. Hayat bu kadar yoruyorken izlerken okurken daha basite kaçıyorum galiba :) Pembe bulutlar görmeden paçaları sıvamıyorum hayal dünyasına girmek için :')

    Güzel tanıtım olmuş ellerine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. :) Ne kusuru, şimdi yaz sezonu başladı ya herkes tatil modunda ben de çok boşladım. Bir dönem izlediği şeylerdeki ciddiyetten uzak durmak istiyor insan. Ben yine dönüp dolaşıp geri geliyorum ama. :D

      Sil