Neler Hakkında Yazıyorum?

19 Ekim 2022 Çarşamba

Yazmadıkça Yazamıyorum

Merhabalar.

20'lerinin ortasında basit bir insan tanesi olarak hayat denen macerada daha önce deneyimlemediğim kötü olayları deneyimleme şansım oldu. Buna şans diyorum çünkü herkes artık hayata daha başka bakacağımı söylüyor. Yani negatif bakış açımın geliştiğini söyleyebiliriz elbette. Ya da hayatta bana zevk veren her şeyi terk edip bir köşede unutulmayı beklemek insana bir şeyler kazandırıyorsa kazançtayım demektir. Aslında bunlar geçmişte kalmış sayılır. Bir yıl öncesine kadar olan garip ruh halimin olduğu zamanlardan. Şimdi iyiyim. Depresyon ve aksiyete denen şeylerin lafta kalmadığını görmüş oldum işte. Ve sırf havalı olsun diye ruhsal hastalıkları kullanmanın ne kadar yanlış olduğunu söyleyenlerin neyi kastettiğini de anladım. Gerçeğini yaşamak pek de havalı değildi çünkü. Şimdi derinlerde bunun bir sürü sebebi vardı elbette. Sonra kendimle hesaplaşmalar, en çok kendimi suçlamalar, pişmanlıklar ve daha nice şey ama boşverin. Geçti gitti. Çok şükür geçip gidiyor. Bir gün tamamen gidecek.

İşte böyle bir ruhsal sürecin üzerine bir de bilgisayar ekranım sökülmek suretiyle beni terk edince hiçbir işim rast gitmedi ve blogla da ilgilenemedim. Şimdi bile ne yazacağımı bilmiyorum. Belki de saçmalıyorum. Bunu yazımı bitirip koltrol ettiğimde anlayacağım. İşte o ve bu sebepler yüzünden hali hazırda devam eden BCP etkinlikleri de yarım kaldı. En son Temmuz yazısını yazmışım sonrası yok. Bu arada bugün Dahmer dizisini bitirdim. Onu yazayım dedim ama başlığı yazdığım anda vazgeçtim. İstemiyorum şu an o diziden bahsetmeyi. Bu aralar dürtüsel hisler gelip gidiyor ve ben hissediyorsam bir sebebi vardır diye onları dinliyorum. İyi hissettirmeyen, doğru gelmeyen şeylerden uzaklaşmayı seçiyorum. Aklıma takılıp bana ızdırap vermesinden iyidir.

Böyle işte. Bir de şehir değişikliği, iş arama maceraları, yalnız yaşamanın keyfi derken hayatımda çok yeni iki haftalık bir döneme de girdim. Birkaç gün önce de bilgisayar ekranı bulup ekran sorununu çözdüm. Artık buralarda daha çok dolaşmak istiyorum. Aslında geçen sürede blogda olmasını isteyecek kadar çok sevdiğim çokça şeyle karşılaştım. Bakalım belki yavaş yavaş yer alırlar burada. Ben yazmayı bırakmayayım da yoksa şu anki gibi yazmadıkça yazamıyorum. Ama yazayım ya. Bana iyi geliyor çünkü. Yazmak kadar beni rahatlatan hiçbir şey yok bu hayatta. Bunu biraz hatırlayayım. Kendini suçlayıp acı çektirme dönemim bitti ne de olsa. Bir daha da gelmesin mümkünse. Ne bana ne de dünya üzerinde gelmiş ve gelecek hiç kimseye.

Bütün bir kainat olarak...

...mutlulukla kalalım. 

(Son okumada ben niye yazdım ki bunları şimdi diyorum. Ama dursun bakalım. Yazasım geldi sonuçta.)