Merhabalar.
Artık rahata erdiğime göre gelsin peş peşe paylaşımlar. Mutluluk kelimesine takıntılı olduğum için dikkatimi çeken ve konusu da benim sinemada en beğendiğim aykırılık öğeleri barındıran bir film Glück.
Konusu Almanya'da karşılaşan bir evsiz ve bir hayat kadının aşkı. İrina ülkesinin saldırıya uğramasıyla kaçıp Almanya'ya yerleşen bir kadındır. Kalle ise dilencilik yaparak köpeğiyle sokaklarda yaşayan bir adam. Bir gün İrina sokakta müşteri beklerken karşı kaldırımda köpeğiyle oynayan Kalle'nin dikkatini çeker. Daha sonra İrina'nın ona battaniye alması, otel odasında yıkanmasına izin vermesinden beraber yaşamaya kadar ilerleyen bir ilişkileri olur. Benim en sevdiğim yer toplumda 'yanlış' olarak nitelendirilen yaşantılarını yargılamadan kabullenmeleri.
Film aslında bir kitaptan uyarlanmış. Suç ceza avukatının anılarını anlattığı bir kitap.
Şimdi asıl sevdiğim kısma başlıyoruz. ;)
Mutluluk için neleri göze alabilirsiniz?
-Köşe başındaki ilk karşılaşma.
-Battaniyeyi aldıktan sonra yaptıkları çok tatlıydı.
-Ayrı ayrı yaşadıkları hayatlara bakalım bir de.
Kalle
İrina
Almanya'ya gelmeden önceki hayatı.
-Kendi kanunlarımızla yaşayacağımız kadar aklı başında bir dünya olsa.
Bu duvar yazısı tam olmuş.
-Bir gece İrina sokakta ona verdiği battaniye ile uyumaya çalışan Kalle'yi görür ve isterse odasına gelebileceğini söyler.
-Artık tanışılmış ve pek çok şeyden konuşulmaya başlanmıştır. Ama 'Neden buradasın?' sorusu dokunulmaması gereken bir sınırdır. En çok da İrina için yasaklı bölge gibidir.
-Sonra bir gün Kalle köpeğini kaybeder.
-Sonra şüphesiz aşk gelir.
-Artık otel odasından çıkar ve aynı evi paylaşmaya başlarlar.
-Onun için bir bahçe yapar. Olabildiğince...
-Ceza avukatının sözleriyle veda edelim. Film bize bu adamın anlatımıyla aktarılır.
Benim en sevdiğim film olmakla beraber kadın oyuncunun da hayranı oldum. Diğer filmlerini bulabilirsem izlemeyi çok isterim.
Mutlulukla kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder