Neler Hakkında Yazıyorum?

18 Ocak 2023 Çarşamba

Kelime Oyunu 105

Blog içinden en sevdiğim etkinliklerden biri Kelime Oyunu'ydu. Ama çok çabuk pes ettim. Şimdi tekrar yazıları gördükçe yazma hevesim geri geldi. Ama bloga yazmayınca başına geçmek ne zormuş. Ertele ertele ancak başına oturabildim. Etkinlik hakkında Sade ve Derin blogundan bilgi alabilirsiniz. Buraya bırakıyorum. Bu haftanın kelimeleri; Dramatik-İkna-Gergin-Karizmatik-Aptal.

Bu yazı bir süredir aklımda olan bir hikayenin bir parçası aslında. Aklımda adalarda yaşayan ve elit bir çevreden olan bir kadın hakkında kurgular dolaşıyordu. Hayatını sessiz sakin yaşamaya çalışırken adaya gelen genç üniversitelilerle geçmişini sorgulayan ve iyi kilerini, pişmanlıklarını hesaplayan bir kadın nasıl olurdu diye düşünüyordum. Başlangıcı böyle bir şey olabilir belki. İyi okumalar şimdiden. Paslandığım için çok da içime sinmedi ama bir yerden başlamak lazım.

***

Ağustos'un bunaltıcı havasını kıran bir meltem vuruyordu. Denize doğru çevirdikleri sandalyeleri, orta şekerli kahveleri, cıvıltılı kuşların ve adayı gezmeye gelen kişilerin sesleri ile tatilin diğer günlerine benzer bir öğleden sonra yaşanıyordu. Evin içinde akşam yemeğine hazırlık yapanların koşuşturması, dışarıda çocukların oyun sesleri yükseliyordu. Güneş gözünü acıtsa da kafasını hafifçe geriye atıp yüzünü yukarı kaldırdı. Akşama yine kızaracak mıyım acaba diye düşündü. Tam mayışmış bir haldeyken arkadaşının gergin sesi onu hareketlendirdi.

"Edalar da gelecek akşam yemeği için. Babasıyla yola çıkmışlar."

Arkadaşlarının üniversiteye giden çocuklarının olması ona hala garip geliyordu. Biz senden erken davrandık diyorlardı ona hep. "Aman sen en iyisini yaptın. Bak bize, çocuklar büyüdü ama dertleri de büyüdü. Yine de çocuk güzel şey tabii."

Bu sözleri onlarca farklı kişiden, onlarca farklı şekilde duymuştu ki artık bıkmıştı. Sanki o hayatı hakkında kendi başına karar vermemiş gibi onun çocuksuzluğunu teselli etmeye ya da hoş göstermeye çalışıyorlardı. Yıllar önce bir kez evlenmişti. Arada yaş farkı çoktu. Adamın başka çocukları vardı. Annesi çok ikna etmeye çalışmıştı vazgeçsin diye ama o an kocasından çok etkilenmişti. İş arkadaşı sayılırlardı. Bu kadar bilgili ve kültürlü bir adamla daha önce tanışmamıştı. "Bunca birikim için bir ömür lazım" diyordu ona. "Ondan bu kadar geç tanıştık."

"O kendini bana sevdirecek hale gelene kadar bir ömür yaşadı sonra da benim kalbime düştü." diye düşünüyordu o zamanlar. Karizmatik bir adamdı kocası. Onunla yaşadığı on yıl çok hareketli geçmişti. "Bir müzisyenle evli olmanın en güzel yanı müziğin seni her yere götürmesi" derdi ona. Yurt dışında olmadıkları zamanlarda da şu an kaldığı evde olurlardı. Ayrıldıklarında ev onda kalmıştı. Eşi anılarımızın olduğu bir yerde yaşayamam diyerek dramatik bir şekilde ona bırakmıştı burasını. Onun için de anılar değerliydi. Ama sırf sonu ayrılık olduğu için evliliğinin anılarını üzücü bir şekilde hatırlamazdı. Arkadaşları o günlerden bahsettiğinde onu azarlar bir tonda şakalaşır. "Ne rahat kadınsın. İnsan azıcık sinirlenir ya hu." diye takılırlardı. Belki sinirleneceği şeyler bulabilirdi oturup düşünse ama hiçbir zaman kandırılmamış olmanın verdiği bir minnettarlık vardı kocasına karşı. Pardon eski kocası. Boşanma konuşmasını hatırladı birden. "Ben bir aptallık ettim." demişti adam. "Bir başkasından hoşlanmaya başladım. Onunla aramda bir şey yok ama sürekli yan yana geldiğimiz durumlar içinde kalıyorum. Kendimi gittikçe suçlu hissediyorum. Senin de bunu bilmen lazım." Ona sakince baktığını hatırlıyordu. İçinden ufacık bir sızı geçmişti. Ama bir yandan da minnettardı. Her zaman evliliği içinde şeffaf olmaya çalışmıştı. Aynı yastığa baş koyup da gönlündeki mi saklayacaklardı birbirlerinden. En korkunç evlilik olurdu o zaman bu onun için. Büyürken bunu yakından görmüştü. Bağırıp çağırmamıştı bu yüzden. O akşam saatlerce konuşup ayrılma kararı almışlardı. Ama onu terk edip başkasına aşık olan kocası ondan daha hassastı ayrılık aşamasında. Hala görüştüklerinde gözleri dolardı bazen. "Yüreğim çok yorgun artık. Yaşadıklarım hızlıca geride kalmıyor." derdi. Kötü ayrılmış olmayı o da istemezdi aslında. Çevreleri hep aynıydı. Bir sıkıntı çıkmış olsa herkes gerin olacaktı o zaman. Ne gerek vardı buna. Koca koca insanlardı. Arkadaşına baktı usulca. Çekişmeli bir boşanmanın son durumu böyle olurdu muhtemelen. Eski eşinin yola çıktığı haberi bile keyfini kaçırmıştı. "Neyse ki" diye düşündü. "Neyse ki bizimki böyle olmadı."

***

Mutluklukla kalın.

5 yorum:

  1. vallahi çok keyifle okudum. ne güzel başladım. ya yaz ama devamını. nolcak yani. bir de, türk filmi gibi, bir ada ve gelecek öğrenciler çok hoş konu oleey :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkur ederim. :) Evet benim de yazarken aklima izledigim Turk filmlerinden sahneler geliyor. Bakalim umarim guzel bir zemin olusturup aklimdakileri yazabilirim.

      Sil
  2. Güzel bir hikaye. Devamı gelmeli:) Ben de yeni bir bloggerım. Blogumda deneme yazılarımı ve öykülerimi paylaşıyorum. Ziyaret etmek isterseniz beklerim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorum için çok teşekkür ederim. Geç cevapladığım için kusura bakmayın lütfen. Bloggera hoş geldiniz. Ziyaret etmeyi çok isterim. :)

      Sil
    2. Ben teşekkür ederim,hoş buldum. Beklerim.

      Sil