Neler Hakkında Yazıyorum?

13 Ekim 2016 Perşembe

From Five to Nine - Dizi

Herkese merhabalar.
Aklım sürekli burada olsa da, birikmiş pek çok yazı planım olsa da, kalemim, klavyem, kitaplarım 'beni al beni al' diye yalvarsalar da maalesef okul açıldı ve ben bu sene üçüncü sınıftayım. Yani bu; sağım solum alan dersleriyle kuşatıldı ve bir mühendis adayı olarak çok çalışmalıyım demek. Ancak bu yaramaz kız birkaç cümle karalayabilmek için kaçtı geldi buralara.
Asya yapımları çok seviyorum ancak nedense Japon yapımları beni diğerlerinden daha fazla etkiliyor. Bugün de tatlı mı tatlı baş rollere sahip bir diziyle karşınızdayım.
Dizimizin adı From five to nine.
Beşten dokuza, beni seven keşiş.

Konusu ise şöyle; Sakuraba Junko (Satomi Ishira), hayali Newyork'a gitmek olan bir İngilizce öğretmenidir. Bir gün ailesiyle katıldığı Budist cenazesinde oturmaktan uyuşan ayaklarının azizliğine uğrar. Tam saygı sunma -sanırım yaptıkları şey bu- sırası ona gelince düz yolda bile yürümeyi başaramayıp ölen kişinin küllerini önde dua eden keşiş Hoshikawa Takane'nin (Tomohisa Yamashita) üzerine döker. Böylelikle hikayemiz başlamış olur.

Takane'nin tatlılıkları bir yana Junko kızımızı daha önce Rich man, poor woman adlı yapımda izlemiş ve Oguri'nin de yadsınamaz etkisiyle diziye bayılmıştım. Hala geri dönüp izlediğim nadir yapımlardan kendileri. Güzel seven, durmadan seven, fedakarlığın zirvesini yapan bir aşık izlemek isteyenlere gönül rahatlığıyla önerilir. Kızımız benden torpilli olduğu için ne yapsa kızamadım ama özel sempati beslemeyen biri Takane-sama'ya yaptıklarını görünce biraz gıcık olabilir baştan söylemesi.
Eveet, geldik en güzel kısma. Spoi!!!

-Zor durumlarda çıkıp gelen kahraman Hoshikawa-san. Aynı zaman da Junko'ya doğum günü hediyesi için güller alan bir centilmen kendileri.

-Sen zengindim dimi?

-Junko'nun sorumlu olduğu cadılar bayramı partisi için kıymetlisinin en sevdiği şeyleri süsleme yapan bir aşık.

-Biraz sevgi için yaptıklarına bakın ya. Dizi boyunca bayıldım Takane'ye.

-Günlerce buluşmada yapacaklarının provasını yaptı. Amaç: Junko'ya en muhteşem randevuyu yaşatmak.

Ancak Junko-san bu fotoğrafları görüp kırılan kalbinin tesellisini bizim masum Takane'miz de aradı.
Yani şu atalardan kalma tavus kuşlu kıyafeti giydi. Randevunun planını bile hazırladı da yine yaranamadı. 
Ah Takane ah! Bu kızdan sana hayır yok hadi eve gidelim.

-Dizinin yan karakterlerinden Arthur-sensei. Bir de biricik aşkı Momoe-sensei var ki ondan orjinali yoktu. :)

-Deneme ve başarısızlık. Dizi boyunca bir kızı öpemedi arkadaş. Ama bize bol kahkahalı eğlence çıktı orası ayrı.


-Arkadaşlarımızı her şeyiyle kabul ederiz. Sanırım..?
Momoe-sensei bir yaoi hayranıdır. Arkada da onun eşsiz koleksiyonunu görüyoruz.

-Bu sahneler de ise Takane'nin tabularını kırışına şahit oluyoruz. Zira tapınakta ses çıkararak yemek yemek yasak!

 -Sevgili olduktan sonra Takane bir anda kıymete bindi.
Yalnız bakınız kadınlar asla unutmuyor.

-Çifte kumruların anlarından bazıları.

 



Takane'nin heyecanından çıkan ürünler. Çok tatlı değil mi? Yine de sadece dizi de böyle hayatlar olduğunu düşünmek isteyen bir yanım da var tabi.

 -Pek çok kişinin felaketi olan bir olay ve bizim şaşkın çift. Bakınız.
Kabedon; eğer manga bilgilerim beni yanıltmıyorsa bir kızı duvara yaslayıp elini şekildeki gibi yanına koymak. Amaç ise sanırım sert erkek imajıyla kızları etkilemek. Sonuç: Sıfır.
 Daha olgun bir kabullenme olamazdı gerçekten. :)

-İlk defa arkadaşlarını eve davet eden Takane'nin beni benden alan bir tatlılığı daha. Hazırlıklar için o kadar yorulmuş ki gözü açık uyuyor yavrum.

-Biri Angela mı dedi?
Kıskançlık devreye girince profesyonellik rafa kalkıyor sanırım.

-Tapınaktan kovulan Takane için tek bir geri dönüş şartı vardır. O da Junko'dan ayrılması. Bunu öğrenen kızımızın ise tepkisi şöyle olmakta.

-Ama hayat acımasızdır ve bizi istemediğimiz şeylere zorlar.
Burada sahne çok duygusal olsa da o dantelli taksi kimindir acaba diye düşündüğüm doğrudur. Ancak o da Junko'nun babasından başkasına yakışmazdı eminim.

-Bırakamam!
Junko'nun iş arkadaşlarının hazırladığı buluşmadan bir kare.

-Newyork fırsatı. Ya da Sevdiğine mutsuz bir veda.

-Vee aşk her zaman kazanır. Kazansın n'olur.
Burada bentoyu yediğini duyunca kızın sevinci beni çok etkiledi. Sanki o kadarı bile yetermiş gibi.

-Evet son satırlara geldik. Şimdi size arşivlediğim ancak post içinde bir yere oturtamadığım birbirinden güzel resimleri takdim ediyorum efendim. Kıyamadım ne yapayım. 
Takane beni benden aldı bu dizi ile. Gerek mimikler gerek aşık aşık dolanması çok sevilesiydi. Yaptığım araştırmalara göre oyuncumuz diğer dizilerinde de en az bu dizideki kadar başarılı. Yani takip etmek isteyen diğer dizilere de göz atabilirler. 

Her gün ailesi için çiçek koyan Takane.

Sakuraba'nın kıyafetlerine bayıldım. Özellikle topukluları...


Kızımızın kupası, evin dekorasyonundaki renklilik, ailenin yemek masası konuşmaları, Takane'nin yazdığı notlar, minik hamster hepsi çok güzel ve dizi içinde dikkatimi çeken şeylerdi. 

Tembel öğrencinin uzun tanıtımından bu kadar. En sevdiğim şeyleri yazdığım bloğumda tanıttığım her şeyi gönül rahatlığıyla tavsiye etmekteyim. Mutlu eden ve bol kahkaha attıran bir dizi olur kendileri. Meraklısına duyurulur.
Mutlulukla kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder