Neler Hakkında Yazıyorum?

21 Ocak 2018 Pazar

Merhamet Dizisi Hakkında

Merhabalar.
Siyah Beyaz Aşk dizisinin düzenli izleyicisi olduğumdan beri İbrahim Çelikkol’un da hayranı oldum. Öncesinde pek tanımazdım bu yüzden ben de araştırmaya başladım. Tam benim üniversite sınavına gireceğim senelerde Merhamet isimli bir dizi başlamıştı. Hatırladığım kadarıyla o zaman da çok izlemek istemiş ama sınav maratonu dolayısıyla izleyememiştim. Ferhat karakterinden tamamen farklı birini oynadığı için de hayatımda bir ilk yapıp bitmiş bir Türk dizisini izledim. Ha bir daha yapar mıyım? Hayır! Çünkü bölüm süreleri o kadar uzun ve konular öyle entrikaya müsait ki bir zaman sonra ‘ne olur bitsin artık’ diyorsunuz. 
Dizi Hande Altaylı'nın Kahperengi adlı kitabından uyarlanmıştır. Konusu şöyle; Narin (Özgü Namal) çok zor şartlarda okumayı başarmış ve başarılı bir avukat olmuştur. Bir gece en yakın arkadaşı Deniz’in (Burçin Terzioğlu)  evinde verdiği partide ilk ve tek aşkı Fırat’ı (İbrahim Çelikkol) görür. Deniz’in kardeşi Irmak’ın (Yasemin Allen) sevgilisi olarak karşısına çıkan Fırat ile beraber yıllardır kaçıp saklandığı geçmişini düşünmeye ve arkasında bıraktığı ailesini merak etmeye başlar. Kitaptan farklı olarak Narin’in peşinde Yaslıhan’daki kasaba günlerinden ona takıntılı olan bir mafya babası vardır. Sermet Karayel (Mustafa üstündağ).
Öncelikle dizi ile ilgili söyleyeceklerime dönelim. Dizi çok kaliteliydi. Özellikle ilk sezon şahane idi. Bir kitaptan uyarlama olduğu için hemen gidip kitabı alıp okudum. Onunla ilgili de en kısa zamanda bir yazı yazacağım. İkinci sezonda ise kitapla alakalı bir yer kalmadığı için daha bağımsız bir senaryo ilerledi. Ancak karakterlerin üniversite yılları yine kitaptaki gibiydi. Karakterlerin hepsine bayıldım. Zaten hemen hepsinde de psikolojik olarak sorunlar vardı bana göre. Ben bu tür karakterleri daha bir severim. Sermet karakterine en başından beri hayranım. Hele beşinci bölümde yemek sofrasında yaptığı çıkış beni benden alıyor. Oyuncular dizide hem günümüzü hem de on üç yıl öncesini canlandırıyorlar. Ve hepsi harika iş çıkarmışlar. Narin ve Fırat’ın toyluğu, Sermet’in iş bilmez, serseri halleri çok iyi yansıtılmış.
Dizide belli sahneler var ki içime işledi. Biri yukarıda belirttiğim gibi beşinci bölümde. Diğeri Fırat ve Narin’in ilk karşılaşmaları. Orada çalan o saniyelik müzik sanki beynimin içine kazındı. Öyle güzeldi. Bir de ilk öpücük. o kadar doğal geldi ki gözüme. Narin'in utanmaları Fırat'ın havalı tavırları altında yatan o sevgi. Ve diğer bir sahne de otuz ikinci bölümde Fırat’ın Narin ile görüşebilmek için kapısında ağlama sahnesi. İbrahim Çelikkol’un oyunculuğunu Siyah Beyaz Aşk’da beğenmiştim ama Merhamet’te daha da beğendiğimi söylemeliyim. Dizinin beni müthiş heyecanlandıran sahneleri ise Sermet ve Deniz’in sahneleriydi şüphesiz. Tamamen zıt iki insanın aşk yaşamaya çabalamalarını ve birbirinden tatlı repliklerini bayılarak izledim. Sermet’in fedaisi Ali’yle olan ilişkileri de sanki iki sevgiliyi izliyormuşum hissi uyandırdı. Hele sürekli Ali’nin trip atması, telefonu açmadığında Sermet’in bozulmaları falan çok keyifliydi.
Sonu ise hiç mi hiç olmamıştı. Zaten Türk dizi mantığına göre karakterler bir gün olsun gün yüzü görmediler. Herkes birbirinin kuyusunu kazdı durdu. Ee mağlum mafyamızda var silahlar, tehditler gırla. Bari finalde mutlu son olsun istedim ama maalesef. Bir de bana öyle geliyor ki dizi ekibi de final yapılacağını bilmiyordu. Çünkü pek çok konuk oyuncu girmişti diziye. Tam da entrika çevrilecek noktadaydılar. Bir beş bölüm daha ortalık karıştırıldı. Ama son bölüm ne olduysa saçma bir aksiyon sahnesi ile Narin ve Deniz öldü, önceki bölümlerde kardeş olduklarını öğrendiğimiz Fırat ve Sermet ise öylece arkada kaldılar. Hem de Narin’le Fırat’ın iki aylık ikizleriyle.
Yine karakterler ölebilirdi. Zaten o kızların çilesi ancak ölünce biterdi ya neyse, daha bir özenli çatışma sahnesi, bol kan, gözyaşı olsa, acıtasyonu zirveye çıkarsa daha iyi olurmuş. Yine de bu finali kabullenirsem biraz Sermet ve Fırat’a ceza olduğunu da düşünüyorum. Çünkü Fırat zamanında Sermet’in tehditleri yüzünden Narin’i terk edip gitmişti. Sermet ise kendi eliyle canını yaktığı adamlar yüzünden canından çok sevdiği karısını kaybetti. Son dört bölüm hariç her saniyesi izlenebilir bir diziydi. İlk sezon ise süper ötesiydi. Bir de finalin son sahnesi Deniz ve Narin’in deniz kenarında konuşmaları çok dokunaklıydı.
Merak ettiğim bir diziyi de böylece öğrenmiş oldum. Hem tembelliğin tadını çıkardım hem de çok güzel dizi müzikleri, yeni bir kitap, düşündükçe gülümseyeceğim aşk hikayeleri kazandım.
Aradan yıllar geçmiş niye yazıyorumuna gelecek olursak da, sevdim. Ben sevdiysem yazarım. O yüzden de yazdım. Okumak isteyen buyursun, yok istemeyen de kitap yorumunu beklesin. :)
Mutlulukla kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder