Neler Hakkında Yazıyorum?

26 Temmuz 2022 Salı

BCP Temmuz * İspanyol Aşk Aldatmacası

Merhabalar.

Bu ayın konusu çok keyifli. Önerilere bakmak için şimdiden sabırsızlanıyorum. Birkaç aydır bloga hiç vakit ayıramadım doğru düzgün. Bilgisayarım bozulduğundan beri düzenim de kalmadı. Bir de kaçıncı kez yazdığımı sayamayacağım kadar çok yazdığım bir şey olarak hastayım. Maske, mesafe varken kendimi daha sağlıklı hissediyordum. Ne zaman bunlar kalktı korona değil ama diğer hastalıklar yine yakama yapıştı. Zayıf bünyesi olan biri olarak hiçbir zaman iyileştim diyemeyeceğim galiba. Neyse biz temamıza geçelim. Bu ayın teması İspanyol Kültürü ya da Romantik-Drama. Ah ne de güzel söylemesi bile. Eğer siz de bu etkinliğe katılmak isterseniz buradan detaylara erişebilirsiniz.

Benim bu ayın teması için seçtiğim şey bir kitap. Adı İspanyol Aşk Aldatmacası. Instagramda takip ettiğim bir hesabın çok sevdiğini görünce bir bakayım deyip araştırmıştım. Sonra kardeşim de görmüş bunu ve bana doğum günü hediyesi olarak almış. Görünce çok sevindim. Elimde sürünerek bitirdiğim kitaptan kurtulduktan sonra büyük bir keyifle okumaya başladım. Romantik komedi sevenler bu kitaba da bayılacaktır sanıyorum. Kitaplar arasında chick lit denen bir tabir varmış. Sitelerde bu kategoriye koyanlar da var. Ben pek böyle tabirleri kullanmayı sevmiyorum ama fikir olması açısından yazayım dedim. Kitabımızın konusuna geçecek olursak. Catalina, Amerika'da bir mühendislik firmasında çalışan başarılı, neşeli bir kadındır. İspanya'dan buraya sıfırdan bir hayat kurmak için gelmiştir. Ama tüm ailesi hala oradadır. Ve ablasının düğünü için o kocaman ailesinin yanına gideceği sırada hesaplamadığı bir şey olur. Eski sevgilisi ablasının evleneceği kişinin abisidir. Çok olaylı ve kalp kırıklıkları ile ayrıldığı kişinin nişanlandığını duyan Lina annesine düğüne sevgilisi ile geleceğini söyler. Bir panik anında bu yalana sarılan Lina abartmayı ihmal etmeyerek birbirlerine deli divane aşık olduklarını, ciddi düşündüklerini, düğüne gelip onu ailesi ile tanıştıracağını söyler. O andan sonra hayatının panik düğmesi açık gezen Lina yalanı için bir çözüm aramaya koyulur. İlk adım tüm olanları gidip en yakın arkadaşına anlatmaktır. Ofisin dinlenme bölümün biraz yüksek perdeden anlatmış olacak ki tam arkasında duran ve ona yardım teklif eden Aaron olaylara birden dahil olur. Ona en iyi seçeneğin kendisi olduğunu, tanımadığı birini götürmenin tehlikeli olduğunu, para ile birini tutmanın imkansız olduğunu söyler. Ama Catalina son seçenek olarak bile Aaron'ın yardımını istemiyordur. Beraber çalıştıkları iki yılda ondan nefret etmek için çok sebebi olmuştur ve Lina için kara listeye giren biri bir daha oradan çıkamamaktadır. Ama bu fazla ciddi, ketum ve bir o kadar yakışıklı Aaron her fırsatta Lina'ya teklifini yeniler. Çeşitli olaylar sonucu Lina, Aaron'a mecbur kalır ve Amerika'dan İspanya'ya uzanan bir aşk oyununun icinde bulurlar kendilerini. Bize de onların bu maceralarını ayıla bayıla okumak düşer. 

Kitap sayfa sayısı görece fazla olmasına ragmen akıp gidiyor. Olaylar yavaş bir tempoda ilerliyor ve ben bunu çok sevdim. Aaron'ın ilgili halleri, en olmadık anda gelip söyledikleri onun hisleri ile ilgili tüyolar verdi okurken. Ve tahmin edersiniz ki etrafımda kalpler uçuşuyordu. Lina'yı bazı yönlerden kendime çok benzettim. Bu yüzden ona ayrı bağladım. Geçmişte yaşadıklarının bugüne etkisi çok orantılı yansıtılmıştı bence. Kendi iç hesaplaşmasını okumak güzeldi. Bana biraz her çiftin ayrı anlatıldığı seri kitaplardan olacakmış havası da verdi. Yazarın ilk kitabı sanıyorum. Şu an için iki kitabı olduğunu gördüm. Bakalım ileride başka kitapları çıkarsa Lina ve Aaron'la yeniden karşılaşılaşırız belki. 

Eğer sizlerde bu tarz romantik komedi kitaplarını seviyorsanız veya okuma listenizde araya kafa dağıtmak için bir kitap almak isterseniz bu kitabı değerlendirebilirsiniz. Bana okuduğum süre boyunca çok keyifli ve mutlu anlar yaşattı. Aralarda kullanılan Ispanyolca sözler de çok hoştu. Benden şimdilik bu kadar. Okumayı düşünenlere keyifli okumalar dilerim.

Mutlulukla kalın.

4 Temmuz 2022 Pazartesi

BCP Haziran * Happy Birthday The Series

Merhabalar.
Blogları canlandırma projesine Haziran ayıyla devam ediyoruz. Benim bilgisayarım bozuldugu icin bu yaziyi telefondan yaziyorum. Bu yuzden Turkce harfleri kullanmadigim ya da yanlis yazdigim yerler olabilir. Kusura bakmayin lutfen. Bu seferlik boyle olsun. Bu ayin konusu Harry Potter ve Yüzüklerin Efendisi, Fantastik. Ben normalde pek fantastik hikayelere yanasmam. Oldum olasi gercek hayat hikayeleri daha cok ceker beni. Bu ay ne yapacagim diye dusunurken hic farkinda olmadan fantastik ogelerin oldugu bir dizi izledigimi fark ettim. Diziyi cok da sevdigim icin buraya yazmayi dusunuyordum zaten. Bu vesile ile paylasayim dedim ben de. Telefonla yazdigim icin cok ayrintili yazamayacagim ama kisaca konusundan bahsedip belki baska zamana ayrintili bir yazi girerim dizi hakkinda. Siz de bu etkinliğe katılmak isterseniz buradan bilgilere ulaşabilrisiniz.
*** İki büklüm de olsa kablolarla bir bilgisayara ulaşamayı başardım. Eğer olduğum yerden kovulmaz ya da bel ağrısından pes etmezsem yazabilecek gibiyim. Başlayalım bakalım. ***

Ben diziyi şirketin Youtube kanalından izledim. Orada mutlaka İngilizce altyazı oluyor. Ama bazen gönüllü çevirmenlerin başka dillerde eklediği altyazılar da olabiliyor. Bakarsınız. Buraya bırakıyorum siteyi. Dizinin konusuna gelelim o halde. Thannam 17 yaşında bir genç kızdır. Bir gece göl kenarında otururken buluruz onu. Bir başka yerde de Thannam'ın erkek kardeşi doğmak üzeredir. Bu iki farklı mekan arası olanları izlerken Thannam yerinden kalkar ve göle girerek intihar eder. Bir hayat doğarken bir hayat kendi isteğiyle veda etmiştir bu dünyaya. Daha sonra aradan tam 17 yıl geçmişken kalan insanların nasıl yaşadığını izlemeye başlarız. Tonmai, Thannam'ın erkek kardeşi, ablasının öldüğü gün doğduğu için asla doğum günü kutlamamış, babasından hep sert bir tavır görmüş bir çocuktur. Tek arkadaşı Noina ismindeki bir kızdır. Okulda dışlanır, evde babasından sevgi göremez, Noina'dan hoşlanırken onun en yakın arkadaşı olarak yanında olup sevgilisi ile mutlu hallerini izlemek zorunda kalır. Hayatı böyle bir haldeyken 17. yaş günü gelir. Babası her seneden farklı olarak bu sene ona bir hediye verir. Bu hediye ablasının odasıdır. Buna çok sevinen Tonmai büyük bir heyecanla odayı keşfetmeye başlar. O sırada lambanın bozuk olduğunu keşfeder ve gidip ampülü değiştirir. Tam ışık geri geldiğinde yanı başında kendini izleyen birini fark eder. Dikkatli bakınca bunun ablasının anma fotoğraflarındaki kıza çok benzediğini anlar. O an ablasının hayaletinin 17 yıldır bu odada hapsolduğunu öğrenir. Thannam öldüğü zamandan beri buradadır. Ama hafızasını kaybetmiştir ve neden hala reankarne olmadığını anlamayamıyordur. Tonmai ablasına geçmişte olanları hatırlaması konusunda yardım ederken bir yandan da onunla yaşamayadığı abla-kardeş ilişkisini yaşamaya başlar. İki kardeş birbirlerine her koşulda destek olup birbirlerinin hayatını güzelleştirmek için çabalarlar. Ama Tonmai'in anlamadığı bir şey vardır. Bu kadar güzel bir hayatı olan ablası neden ölmek istemiştir? Geçmişe gidildikçe hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, gerçeğin çok farklı olduğunu anlar. 

***
Ben diziyi çok ama çok beğendim. Ağlamaktan bir hal oldum bile diyebilirim. Öyle dağıttı beni. Hikayesi, karakterleri, müzikleri her şeyiyle öyle güzel öyle anlamlıydı ki. Mutlaka izleyin derim. Tayland dizilerinde bazı teknik bozukluklara rastlanabiliyor ya da bana izlerken saçma gelen sahneler oluyor bazen. Ama bu dizide rahatsız olduğum hiçbir nokta olmadı diğer şikayetlerimdeki gibi. Başrol kızı zaten çok seviyorum. Bloğa yazdığım 3 Will Be Free dizisinden de oynuyor. Çok yetenekli biri bana göre. 
Şimdilik bu kadarla bitireyim. Geç de olsa yazabilidğim için mutluyum. Umarım ilginizi çeker ve umarım izleyenler beğenir. Yorumlarda konuşabiliriz dizi hakkında. Ben de çok ayrı bir yer edindi kendine. İyi ki izlemişim diyorum. :)
Mutlulukla kalın.