Neler Hakkında Yazıyorum?

31 Aralık 2017 Pazar

Yeni Yıl, Yeni Keşifler, Yeni Tatlar

Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl sizlere kutlu olsun.
Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl içiniz umutla dolsun.
Merhabalar efendim.
Umutsuzluk dolu zihnimi bu girişle tazeleyip yeni umutlar ve yeni güzelliklerle dolduruyorum.
Çok yorucu ve hiçbir şeyi tam yapamıyor olmaktan stresli bir seneyi geride bırakıyoruz. Şimdiden herkese mutlu bir 2018 dilerim. Sevdiklerinizle, olmak istediğiniz yerlerde, gönlünüzce yaşamanız dileğiyle.
Aklımda pek çok tilki dolanıyor blog hakkında. Her an yeni bir şeyi yazma hevesi ile doluyorum ama malumunuz ikizler burcu. Hemencecik kaçıyor o istek. Ama yazacağım. Hatta şu an da başladım bile.
Yemek yapmayı çok seven biri olarak aylar önce bir Youtube kanalı keşfettim.
Emir Yargın'la Çakal Lezzetler.
Emir'e bayıldığımı söylememe gerek yok herhalde. Zaten izleyince siz de seveceksiniz. Çok pratik, tam öğrenci işi, şovlu, sunumlu, çakal tarifler için ziyaret etmeyi unutmayın.
Ama en çok da o harika enerjisinden bir parçacık koparmak için izleyin. Final haftasının stresini şıp diye alıyor kendileri.
Bunun yanında Emir Yargın aslında bir müzisyen. Ben elektronik müzik dinlemediğim için bir kaç gün öncesine kadar şarkılarından haberim yoktu. Ancak RGB adlı Youtube kanalında Emir Yargın - 10 Dakika adlı röportajda birkaç şarkısını duydum ve dinlemek istedim.
Gerek sözleri gerek klipleri olsun çok da sevdim. Ama favorim Büyük Kaçış Planı.
Hatta dinlerken 'bana kimse böyle bir şey söylemeyecek' diye hüzünlendiğim de doğrudur.
Lisede Servet-i Fünun yazarlarıyla tanıştığımızdan beri bir kaçma istediği baş göstermiştir ben de zaten. Bu şarkı da tam duyguyu verdi o yüzden.
Bir de bu söz. Biri söylese hemen atlayacağım arabaya ama nerede öyle kırmızı vosvoslu prens bu devirde.
Bunun yanında bir de Twitter'da Recipes GIFs adlı bir sayfa var. Hızlandırılmış şekilde hem terapi gibi gelen hem de yeni şeyler öğreten bir yer. Yurt dışında çekilen videolar olduğu için tariflerde Türkiye'de bulamayacağınız şeyler olabilir. Ama her ürünün yerine benzeri bir tat kullanarak bu sorunu çözebilirsiniz.
Evet şimdilik bu kadar. Tekrar mutlu bir yıl dileklerinde bulunup kaçıyorum.
Mutlulukla kalın.
Ve biri size kitaplarını al, kaçalım derse kıymetini bilin. ;)

8 Aralık 2017 Cuma

Kürtaj 'Tarihi Bir Aşk Romanı, 1966' - Okur yorumu

Merhabalar.
Öneri Makinesi'nin önerisi ile aldığım bir kitap Kürtaj.
Richard Brautigan'ın okuduğum ilk kitabı. Kolay okunan ama geç anlaşılan cümleleri var. Birazcık kendinizi yazar gibi düşünmeye zorlamanız gerekebilir. Ve emin olun bunu yaptığınızda gündelik yaşantıda bir hayalin içinde karmaşadan uzak kalmanın anahtarına sahip olacaksınız.
Kendi adıma, romandaki karakter gibi ben de kalabalık ortamlardayken bir an kendi hayal dünyamda kaybolup geri bulunduğum zamanı kavradığımda bir anlık şaşırıyorum. Neden orada olduğumu ya da çevremdekileri yeni keşfetmiş gibi bir çarpılma yaşıyorum. Bu yüzden satırlarda böyle izler görmek beni sevindirdi. Yaşantımız içinde bazı belliliklere takılmak ve onlara duygusal anlamlar yüklemek kıymetli bir uğraş benim için. Eşyalara bu kadar değer verilmemesi söylense de hayatta çoğu insandan daha değerli objelerim var benim.
Neyse kitaba geçersek arka kapak yazısı başta hiç anlaşılmasa da kitabı okuduktan sonra konuyu sırasıyla çok iyi tanımlayan kelimelerden oluştuğunu görüyoruz. Asla ayrılmaması gereken bir kütüphanede çalışan kahramanımız bir gün dünyadaki en güzel kızla tanışır. Vida. V-(ay)-da.
Vida bedenen erken olgunlaşmış ve bunun şikayetçisi biridir. İnsanların bakışları ve onun salt dış görünüşüne karşı sergiledikleri tavır kendi bedeninden nefret etmesini sağlamıştır. Kütüphaneciye yazdığı kitabı teslim etmeye geldiğinde ondan etkilenir. Gerisi başlıktaki gibi bir kürtaj macerası ve Meksika'ya doğru yolculuk.
Kitabın arkasında;
6:45 okuru göz ardı etmemelidir ki:
"mutlu insanların öyküsü yoktur"
der.
Kütüphaneye kitap getiren herkes de bu tanıma uyar bence. Getirdikleri kitapların konusu ve insanların özellikleri çok iyi seçilmiş. Bu da yazarın iyi bir gözlem yeteneği olduğunu gösteriyor.
Bir kaç tane de kitapta beğendiğim cümleleri bırakayım.
Düşünü yarıda kesmek hiç hoşuma gitmedi. Bir düşün nelere değebileceğini bilirim, ama ne yazık ki... "Merhaba," dedim.
Vida'yla ilk karşılaştığımda yanlış bir bedenin içindeydi ve insanlara bakamadığı açıkça belli oluyordu, içinde olduğu şeyden sıyrılıp çıkmak ve ondan saklanmak ister gibi bir hali vardı.
Ne yazık ki aşkın masumiyeti yalnızca yükselen fiziksel bir durumdu, öpücüklerimiz gibi şekillenmiş bir şey değil.
Sanki bir zaman kapsülüne girmiş de yeniden dünyaya dönmüş gibiydik.Çocuklar hala doktorun muayenehanesinin önünde oynuyorlardı ve onlarsız bir hayata doğru giden, birbirine tutunan, sıkıca sarılan şaşı şaşı bakan bu iki gringonun cadde boyunca ilerleyişini seyretmek için bir kez daha Hayat oyunlarını ara verdiler.
Mutlulukla kalın.

5 Aralık 2017 Salı

Kolera Günlerinde Aşk - Okur Yorumu

Merhabalar.
Taze biten bir kitabın tanıtımıyla karşınızdayım. Daha önce hiç Gabriel García Márquez kitaplarını okumamıştım ve bunu duyan herkes hemen başlamamı, çok beğeneceğimi söylüyorlardı. Haklıymışlar.
Yazarın anlatımı harika. Tanıtımda dediği gibi 'büyülü gerçeklik' sarıyor dört bir yanınızı.
Ancak şunu da söylemeliyim ki öyle okurken başka şeylerle ilgilenmeyi unutun. Tüm ilginizi kendi üzerine istiyor kitap. Sık paragraflar, uzun, süslü cümleler var. Bazı yerler dalgınlığıma geldiğinde tekrar tekrar okumak zorunda kaldım. Hatta bazı oyunbaz cümleler vardı ki çok hoşuma gitti hemen altı çizildi. Evet bir değişiklik daha kendi hakkımda, artık kitapta beğendiğim yerlerin altını çiziyorum. Koyu yeşil kalem kullandığım için hem yumuşak bir görüntü oluşuyor hem de yeşil sonuçta, aşık olduğum renk, bu yüzden aralarda kitabı karıştırırken yeşil çizgiler görmek beni mutlu ediyor.
Kitabın konusuna gelirsek; en genel tabirle aşkın çeşitli hallerini anlatan bir eser.
Kitaptaki her duygu, hatta belki de hiçbir duygu, bana göre aşk değildi. Ama gerçek hayattaki aşktı. O efsanelerde anlatılan aşk sadece bir hayal çünkü bana göre. İnsanoğlu olarak her şey gibi aşkı da kendi istediğimiz şekline benzettik. Artık aşk çok çeşitli bir şey. Belki de hep öyleydi.

Kitap;
Yıllar boyu bekleyen bir aşığı anlatıyordu Florentino Ariza ile...
Mantığında aşka dahil olabileceğini gösteriyordu Fermina Daza ile...
Ve aşkın denge demek olduğunu savunan ve dengeli bir aşık olan Doktor Urbino'yu tanıtıyordu.

Daha bunlardan başka sayamayacağım çok aşk vardı. Tarafları kahramanlarımız olan ya da olmayan. Her biri farklı şekilde sevdi, her biri farklı zaman sürdü ama hepsi de aşktı. Herkes bunların aşk olduğunu düşünüyordu.
Karakterler öyle iyi tahlil edilmişti ki hiç birinden beklemediğim şeyleri yapmadılar. Gerçek hayatta bile biraz dikkatli baksak görebileceğimiz kadar gerçektiler. Ve çok eski zamanlarda yazılmasına rağmen bence insanların aşkı yaşayışı hala aynı kalmış.
Bir de özellikle kitabı okurken karakterleri yargılamayın. Sadece olan bitenden haberdar olmaya bakın. Sebebi aşk olan eylemlere kızmak bana çok zor geliyor çünkü.
Hiç başımıza gelmeyecek olsa da umarım bu hayatta bir yerlerde aşk gerçekten vardır.
Ne şekilde olursa olsun.
Mutlulukla kalın.