Merhabalar.
Yazmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu yazamadığım zamanlarda anladım.Uzun bir ara oldu bilgisayarımla ayrı kalalı. Pek çok nedenden dolayı yanımda götüremediğim için blog yazmak hayal oldu o sıralar. Şu an evimdeyim. Yorgun ve kafası karışık biri olarak tuşlara basıyorum. Yazmadan önce plandığıma göre ikinci cümle hariç hiç birine sadık kalamadım. Olsun ne diyelim ikizler burcu. Hoş görülsün bu da.
Neler yaptığımı kimse merak etmese bile anlatacağım. Olur ya ileride okurum bak bunları da yapmışım derim.
Staj yapmak üzere yola çıktım. Yaşadığım şehir küçük olduğu için bir biyomedikal mühendisi olarak staj yeri bulunmuyor. Ben de Sivas'ta ayarladım ve bir ay oralardaydım. Aslen Sivaslı olsam da benim için memleket, hemşehri gibi kelimeler pek bir anlam ifade etmez. Hayatım ilk kez staj vesilesiyle gittim zaten. Daha da gider miyim? Zorunda olmadıkça hayır. Hep başka şehirlerde büyüdüğüm için bana özel diyebileceğim pek bir şehir yok. Ailem neredeyse orası diyebilirim. O yüzden şimdilik Nevşehir. Onlar buradan ayrılınca da her neresi olursa.
Staj sonrası yine aileden ayrı anneannemlere gittim ve orada bizimkileri bekledim. Tabi bahçeli evin avantajlarını da sonuna kadar kullandım. Organik meyve-sebze ve tüm gün temiz hava. Apartmanlara hapsedilmiş biri olarak benim küçük cennetimdi orası. Bir de ben anne tarafında ilk torun olduğum için ve diğer akrabalarda henüz gelmemiş olduğu için bolca şımartıldım. :D
Ama size benden tavsiye çocukları seviyorsanız bile bulunduğunuz ortamda en büyük çocuk(!) sizseniz kimseye bakıcılık yapmayı kabul etmeyin.
Tam olarak sekiz çocuk.
Yaşları 1.5, 4, 5, 6, 8, 9, 10, 14.
Ve hepsi sizin peşinizde.
Kabus gibiydi o günler. Artık sık sık isyanlara başvuruyordum. Ki ben genelde sinirlenince dırdıra bağlayan biriyimdir. Yine de hiç kimseyi bıktıramadım. Tabii onlar da biliyor benim dırdırım biter ama sekiz çocuğun ki bitmez. :(
Sonra sırasıyla herkes evine gitti. Biz iki aile ve dedemler kaldık. Nispeten daha iyiydi. Ama bu seferde kıskançlık çıktı piyasaya. Benim dört yaşındaki kardeşim ve beş yaşındaki kuzenim beni paylaşamadılar. Sevilmek güzel ama iki küçük çocuğun arasında kalmak işkence resmen.
Oradan da ayrılınca babaanne ziyareti geldi sırada. Artık evini özleyen ev kuşu ben gidelim demekten bi hal oldum. İzinlerinin son gününde eve gelmeyi başaran ailem işlerinin başına dönerken bana staj defteri yazmak kaldı. Ve tabii aklımdaki blog yazılarını hayata geçirebilmek. Umarım yine karar değiştirmem ve hızlı hızlı yetiştirebilirim yazıları.
Bir de internet sıkıntısından dolayı pek nette gezinemediğimden müzik kanalları emrime amadeydi. İşte oradan keşfettiğim bir parça. Klibine bayıldım. Aradaki kahkalara da bayıldığımı söylemeliyim.
İyi dinlemeler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder