Uzun zamandır deneme tarzında yazılar yazmıyor oluşum ve kitap okumayı sanki hiç tanımadığım bir eylemmiş gibi unutmam beni eksiltiyor bugünlerde. O kadar hayat koşuşturmasına ve sosyal medya ilüzyonuna dalmışım ki internet dışında çok az zaman geçiriyor olmuşum. Çok değil bundan birkaç ay önce lanet meret instagram yokken hayatım daha izoleydi. Yanlış anlamayın instagramın yüzüne bile bakmıyorum aslında ancak bende ki farklılaşma o zaman başladı. Şanslıyım ki bunu fark edebilecek farkındalıktaymışım. Toparlanıp bazı akıl oyalayıcı boş şeyleri bir kenara itmeliyim. Çünkü beni bekleyen o yerde nefes var. En sevdiğim uçurumların sert ama huzurlu rüzgarları var. Gözlerimi kapattığım anda kaçıp gidebilme özgürlüğü var. Bugün bunu fark etmemi sağlayan seminer bana unuttuğum ama beni ben yapan şeyleri hatırlattı.
Hayaller iyi ki var.
Ve biz biraz da onlar için yaşamalıyız.
Geleceği dört gözle beklerken geçmişi özleyen bana... Yaşadığımı hissetmek için kendime öncesinden birkaç anı... En güzel hatıralar şu an içimden geçen duygulardır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
Merhabalar. Bugün sizlere en en en sevdiğim Tayland dizisini anlatacağım. Ama öncesinde bir not geçeyim bu dizi BL türünde eğer bu tarz kon...
-
Merhabalar. Bugün sizlere Kore dizisi izleme serüvenim boyunca izlediğim mini dizilerden bahsedeceğim. Kore dizileri zaten kısa ama bu mi...
-
Merhabalar. Her ne kadar farklı konularda yazmaya çalışsam da elimi dizi-filmlerden çekemiyorum bu aralar. Yine bir j-drama ile huzurunuzda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder