Geri dönüp 'bunu ben mi yaptım...' deriz bir an.
Öyle karmaşıktır ki; düğümün ucu görünmez olmuş, kaç farklı ip ayağımıza dolanmış çözemeyiz.
Sonra bir bakarız bu bizi bağlayan ipler de gün gelip ayağımıza takılan, bizi düşürmeyen ama düşmekten çok korkutan bir şey oluvermiş.
Yine kaçamayız ya, bence kime sorsak ipleri zorlaya zorlaya da olsa kesip atmak ister.
Ben de isterdim. Daha sonra ayağıma yeni ipler dolanacağını bile bile.
Ama bende ki bu korkaklık olmasa ben de olamazmışım gibi. Ya da her şeye rağmen kendimi sevmeye çalışmamın bir bahanesi, bilemiyorum.
Neden her karaladığım yerde sorumluluklardan yakındığımı da bilmiyorum. Yoruluyorum, evet ama sanki asıl nedeni kalbimde baş köşede olan işlerin hayatımda 'hobi' adıyla son sıraya iteklenmesi.
Daha da mutlu olabileceğim şeylerin arayışla beğenmiyorum bugünümü.
Daha mutlu olmak nasıl olur görmek istiyorumdur belki. Ya da belki bu doyumsuz insanın fıtratından gelen bir mızmızlanmadır.
İşte ben böyle böyle ben oluyorum deyip kabullenmek çok zor.
Bazen kısa bir an dışarıdan hayatıma bakıp tüm taşların yerini değiştirsem keşke.
'Keşke dediğin yerde bir şeyler bitmiştir.' Bu sözü hatırlayıp da kabullensem sonra.
Zaten çok geçmeden unutacağım memnuniyetsizliğimi ve gülümseyerek devam edeceğim.
Ama bazen keşke...
İçin'm'izi sıkan şeylerden bir an önce kurtulmak dileğiyle...
Mutlulukla kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder