Merhabalar.
Bugün sizlere uzun bir aradan sonra film tanıtımıyla geldim. Bu sıralar daha çok dizi-film yazısı yazmak istiyorum. Çünkü izleyip, beğenip yazmadığım pek çok film varmış onu fark ettim. Hem bana uğraş olur hem de aramızda merak edenler olursa keyifli zaman geçirmiş olur.
Evet şimdi filmimize geçiyorum. Öncelikle bu filmin internetteki yorumlarına bakarsanız 'izlemeyin', 'vakit kaybı', 'anca konuşuyorlar', 'Keanu Reeves için geldim ama hiç sevmedim' şeklinde cümlelerle karşılaşabilirsiniz. Ben bu yorumlar yüzünden çok ikilemde kaldım bu yüzden şuraya filme bayılan biri olarak yorum bırakayım da azıcık ilgisi olup da olumsuz yorumlar yüzünden çekinenler hemen açıp izlesin. :)
İlk olarak evet filmde hep konuşuyorlar. Ama bence bu filmi sevmemin en büyük nedeni zaten. Keanu Reeves filmlerini sevenler genelde aksiyon bekliyor ondan anladığım kadarıyla. Şu an onun başka filmini izledim mi hiç hatırlamıyorum. Aksiyon severim ama oyuncuyu sevmemin nedeni öncelikli olarak internette onun adına yazılan postlar. Ne kadar samimi olduğu, hayatı zorluklarla geçse de hep kendi olarak kalması gibi pek çok övgü dolu yazı okudum onun hakkında ve itiraf ediyorum filmi ben de sırf onun için merak ediyordum. Kadın başrol de çok tanınan biri, Winona Ryder. Zaten ikili daha önce de beraber çalışmış.
Film konusuna gelirsek, iki kişi bir düğüne gitmek için yola çıkarlar. Önce evlerindeki doğal halleriyle evden ayrılışlarını görürüz. Hava alanında aynı uçağa binmek için sırada beklerken bir anda konuşmaya başlarlar. Daha önce tanışmıyorlardır, birbirlerine adlarını bile söylemeden direk bir tartışma ortamına dönüşür sohbet. Daha sonra aynı uçakta yan yana düşen ikilimiz aynı çiftin düğününe gittiğini hatta kadının damadın eski nişanlısı, adamınsa damadın üvey kardeşi olduğunu öğreniriz. Gıyaben birbirlerini tanıyan ikilinin belki de tek ortak noktaları damattan hoşlanmamaları, düğüne zorla gitmeleri ve aşırı derece ben ne dersem doğrudur bakış açısına sahip olmaları. Filmde bunu narsistlik olarak yansıtmışlar. Ama bana pek öyle gelmedi çünkü geri kalan hayatlarında o kadar kırılmış ve tecrübe ettikleri ya da gözlemledikleri kadarıyla hayattan o kadar korkmuşlar ki kendilerini aksi bir insan kalıbına sokup korumaya almışlar. Hani şu eski Türk filmlerinde aksi, ihtiyar adam vardır. Ama aslında böyle olmasının nedeni zamanında bir yakınını kaybetmesidir falan. O tarz bence.
*Bu kısımdan sonra spoi olabilir. Olayları yazmadım sadece kendi fikrimi yazdım. Yine de böyle şeyleri çok kafaya takan biriyseniz izledikten sonra okumanızı öneririm.
Filmde diğer oyuncuların hiç repliği yok zaten onlara sıra gelmiyor. :) Tüm film ikilinin her şey hakkındaki konuşmalarıyla geçiyor. Bir klişe vardır bir daha görmeyeceğini düşündüğün bir insana tüm sırlarını anlatıp rahatlarsın falan filan. Ben buna pek inanmadığım için böyle alaya alıyorum bu arada. Bu ikili de böyle bir edayla -ama doğrudan bu belirtilmiyor- birbirlerine başlarından geçen çoğu trajik ama izlerken size komik gelen olayları anlatarak sohbeti sürdürürler.
Aslında bu sürekli konuşma havasının bir diğer güzelliği de artık kimsenin birbiriyle konuşmuyor olması. Düşünsenize ne zaman bir yerde sıra beklerken yanınıza gelen biriyle sohbet ettiniz? Ya da ilişki yaşayan çiftlerin kaçı her düşündüğünü direk karşısındakine söylüyor? Evli olanlar bile birbirlerini tolere etme adı altında halı altına süpürdükleri sıkıntılarla yaşıyor ve artık o halı onları saklayamadığında bir oda dolusu pislikle burun buruna geliyorlar. O saatten sonra da hiçbir şey toparlanamıyor. Neyse filme dönelim.
Kadın uslanmaz bir aşıktır, hala eski nişanlısı ile yaşadıklarını atlatamamıştır. Erkek, annesinin peş peşe yaptığı evlilikler ve çalkantılı ayrılıklarından bıkmış kendini herkesten soyutlamış, çekilmez biridir. Ve bu ikili birbirlerine düşüncelerini kabul ettirme -ama her konuda bir fikirleri var- çabasına girerler.
Klasik bir romantik komediden uzak ama tam bir romantik komedi. Yönetmenin daha önce 5'ten 7'ye filmini de izlemiş ve çok sevmiştim. İzlemeyenler varsa mutlaka ona da bir şans verin harika bir film. Yönetmenin dilini çok sevdim. Diğer filmlerini izlemeyi düşünüyorum özellikle senaristliğini yaptığı filmleri. Ayrıca fildeki doğa manzaraları da çok güzeldi. Araştırıp oralara gitmek isterdim.
Filme gelen bir diğer yorumda en umutsuz insanın bile aşkı bulacağı şeklindeydi. Evet bakış açısına göre böyle diyebiliriz. Ama bundan daha derin bir anlamı vardı. Açıkçası ben artık aşkın varlığına inanmıyorum. Şu an olduğumuz kişiliklerle aşık olmamız imkansız. Çünkü en başta hepimiz benciliz, sevmeyi bilmiyoruz. En çok sevdiğimiz kişi kendimiziz. Ama yine de bir ilişkiden çıkıp diğerine atılmamıza engel değil bu. Belki de bu kadar yüzeyselleştiğimiz için biriyle olmadıysa Dünya'nın geri kalanı bizi bekliyor kafasında yaşıyoruz. Karşımızdaki insana değil o an yaşadığımız ilişkiye daha çok anlam yüklüyoruz. Ama bence bu filmin sonunda bunun tam tersi oluyor. Kadın ilişkiden yeni çıkmış ama hala aşka açık, adamın aile hayatı berbat bu yüzden ilişkilerden korkuyor ama günün sonunda yapmadıkları için pişman olmak onu daha çok korkutuyor. Dünya'nın geri kalanından birini değil onu istiyor.
İkili birbirlerine şans verse de bunun felaketle sonuçlanmayacağı da kesin değil. Hele ki o karakterdeki iki kişinin ilişkisi. Ama yaşıyoruz değil mi? Ve sabun köpüğü içinde yanıltıcı bir mutluluk hayatın içinde yok. Acı, stres, koşuşturma ve tüm bu yüklerle başa çıkmamızı sağlayan sevgi var. Bu yüzden bu film bana bunları düşündürdüğü için çok sevdim. Tabii siz bu kadar irdelemez sadece konuşmaları dinleyip geçerseniz aynı etkiyi alamayabilirsiniz.
* Muhtemel spoi sonu.
Oyuncuların bu filmi neden kabul ettiğine gelecek olursak. Bu kadar harika işler başarmış ve sevilen iki oyuncu romantik komedide neden oynar? Çünkü film içinde süper bir rol kabiliyeti barındırıyor. Karakterler çok gerçek yazılmış, evet ama oyuncularda çok gerçekçi rol yapmışlar. Her sahnede tam olarak insanlar. Yani beceriksizlikleri ve tepkileri çok gerçek. Bu tarz filmlerde estetik çok önemlidir bence. Göze güzel ve romantik gözükecek sahneler olsun istenir. Özellikle karakterlerin yakınlaştıkları sahnelerde ama bu filmde bu kaygıya gidilmemiş ve bence çok da iyi olmuş.
Benim söyleyeceklerim bu kadar. Kafamı zor topladığım bir yazı oldu. Bana çok anlamlı gelen ama herkese bu duygunun geçmeyeceğini düşündüğüm bir film. Bu tarzı seviyorsanız ve klişeden sıkıldıysanız izleyin derim. Yorumlarda fikrinizi belirtirseniz süper olur ama sevmediyseniz çok da gömmeyin n'olur. Ben çok sevdim nedense ponçik kalbim kırılmasın. :D Bu arada bir süredir ekran görüntüsü alamıyorum bilgisayarda o yüzden resim yükleyemedim. O da sürpriz olsun ya da göz ucuyla Google'lı bir karıştırın fikir alma açısından.
Mutlulukla kalın.
Ya çok sevindim filmi beğenmene ve yazı için de çok teşekkürler, ben de o ikilemde kalıp izlemeyenler kitlesindeydim. Hemen izleyeceğim.
YanıtlaSilKenau Reeves çok severim, ama aksiyon filmlerinden değil Lake House (Göl Evi) filminden. İzlediğim en güzel romantik komedi hayır hatta sadece romantik filmlerden en en en iyisidir benim için. EN az 8 kez falan izlemişimdir.
Akşam hemen gidip izleyeceğim; bu arada muhtemelen biliyorsundur ama Before Sunrise ve Before Sunset ikilisini de muhakkak öneririm, İstikamet Düğün için yazdığın konsepte benzer içerikte. Birbirini hiç tanımayan iki insanın beraber geçirdikleri bir tam günü anlatıyor, Viyana sokaklarının eşsiz güzelliği eşliğinde :)
Umarım beğenirsin. Lake House filmini izleme listeme aldım o zaman. Before serisini biliyorum ve merakla izlemeyi bekliyorum. Arşivde duruyor. Yorum için çok teşekkür ederim. :)
SilBazı sahnelerinde çok eğlensem de maalesef ben de umduğunu bulamayanlar kategorisindeyim. Ama bir film herkese farklı farklı şeyler hissettirir, güzelliği de burada zaten.
YanıtlaSilBence daha sık film yazısı yazmalısın. Gayet keyifliydi okuması :)
Evet filmlerin güzelliği burada. Teşekkür ederim yorumunuz için. Keyif alıyorum yazarken beğendiyseniz ne mutlu bana. :)
SilWhat a wonderful post, dear!
YanıtlaSilA big hello from Germany!
Hugs ♥
Thanks for your comment. :)
SilKlişelerinden sıkıldığım için romantik komedi izlemedim uzun süredir.Bu filme bir şans verebilirim gibi görünüyor :))
YanıtlaSilİyi seyirler diliyorum. Umarım beğenirsiniz. Kimsenin sevmediği bir filmi tavsiye edince de bir gerginlik oluyor insanda. :D
SilHarika bir film tanıtım yazısi.. elinize sağlık. 5 den 7 ye filmini izlemis ve çok begenmiştim, eminim bunu da çok seveceğim. Zira oyuncuların da etkisi fazla olacak 😊
YanıtlaSilNetflix te vardır umarım, bulamazsam da internetten bakarim. Tekrar teşekkürler 👍
Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için. Şimdiden iyi seyirler. Ben internetten izledim bulursunuz mutlaka.
Silkeanu da winona da çok severim. winona, girl interrupted. keanu zaten iyi biri. hımm terzı da demek ki, ethan hawke, julie delpy film serisine benziyooo, güzeeel :)
YanıtlaSilEvet boyle bir yorum daha aldim. Tesekkurler. :)
Silkeanu john wick te bile çok iyi. girl interrupted da ne film yaa :) ah ebet gördüm. kiraz çiçeği. iyidir ivit. lake house evet romantik. o da aynı üçlemeyi demiş evet. konuşmalı filmler :)
SilSevgili deeptone un yazısından geldim ve yazıya bayıldım çok teşekkürler. Zaten sizi takipteydim bende bloğuma beklerim :)
YanıtlaSilTesekkur ederim guzel yorumunuz icin. Sizin blogunuzu biliyorum. Birkac yazinizi okudum diye hatirliyorum. Tabi ki hemen takipteyim ben de.
SilBlogunuzu zaman zaman ziyaret ediyorum. Çok güzel çalışmalarınız var. Başarılarınızın devamını dilerim. Benim de daha dört aylık bir blogum var, bu konuda çok bilgi sahibi değilim. Benim blogumu da zaman zaman ziyaret etmek ve yorum yapmak suretiyle desteklemenizi bekliyorum. İyi çalışmalar dilerim.
YanıtlaSilÇok teşekkürler yorumunuz için. Tabi ki ben de ziyaret etmeyi çok isterim.
SilKeanu Reeves,bana göre de çok özel bir insan.Onun bu filmini bilmiyordum.Sık kullanılanlara ekledim yazınızı,uygun zamanda izleyeceğim :)Teşekkürlerrrrrrr :)
YanıtlaSilİyi seyirler dilerim. Umarım keyif alirsiniz. Yorumunuz icin tesekkur ederim. :)
Sil