Merhabalar.
Bcp Kasım ayı geldi. Artık yıl bitiyor. Ne ara 2025'e bu kadar yaklaştık anlamadım bile. Çoğu kişi gibi pandemi sonrası bende de yok gibi bir şey. Oysa hayatımdaki en karmaşık anları bu zaman diliminde yaşadım. Gerçi öncesinde başlamıştı çoğu şey ama neyse kasveti etrafıma toplamak istemiyorum şimdiden. Bu ay için ben eğitim konusuna uygun bir şey seçtim. Ama böyle iç açıcı bir şey değil izlemesi de üzerine konuşması da zor bir şey. Ülkemizden bir film. Yurt.
Haberleri gelmeye başladığından beri merak ediyordum zaten. İmkan bulduğum gibi de izledim. Ancak bu ay oldu o da. Yönetmenin kişisel hayatından da izler taşıyan bir filmmiş. Bunu bilerek izlerken daha fazla hissediyorsunuz karakterin gerçekliğini.
Konusu şöyle; Ahmet liseye başlamış bir gençtir. 1996 yılının Türkiye'sinde özel bir koleje gidiyordur. Ancak o sene ailesi onu kalması için bir yurda yerleştirmiştir. Bu yurt dini eğitim verilen bir yurttur. Şu an hepimizin çokça aşina olduklarından. Ancak o zamanın siyasi ortamı yurdun faaliyetlerini yasaklamıştır. Kendi içlerinde gizlice müfredat dışında katı dini eğitimler verseler de herhangi bir teftişte sıradan bir öğrenci yurdu imajı çizerler. İşte Ahmet bir anda manevi yönünü keşfeden ve kendini dini işlere adayan babasının isteği üzerine bu yurtta kalmaya başlar. Babasına olan sevgisi ile aslında kendi içinde hissetmese de dini görevlerini öğrenmeye ve oradaki hocaların nasihatlerini dinlemeye çalışır. Ancak okulda başka, yurtta başka, kendi içinde bambaşka yaşayan Ahmet için ergenliğinin başında yaşadığı bu kırılmalar zorlu olacaktır. O zorlanırken yurtta kalan bir başka öğrenciyle de yakınlaşmaya başlar, Hakan. Hakan ondan büyük, liseden mezun olmaya yakın biridir. Ona yeri gelince bir arkadaş, yeri gelince bir abi gibi yaklaşıp yanında olur. Onun hikayesi ise bambaşkadır. Yurdun sistemini çözmüş biridir ama detayların bize anlattığıyla görürüz ki onda açtığı yaraları da sırtlanmış biridir Hakan.
Filmin her detayı çok güzeldi bana göre. Tamamen göze hitap eden bir filmdi en başta. Yönetmenin ilk filmi olmasına üzüldüm keşke daha çok filmi olsaydı da izleseydim dedim. Hikayesi zaten çok güçlüydü. Büyüme hikayesi içinde bize ve hatta dünyadaki her topluma tanıdık gelen din çatışmasını çok başarılı işlemişti. Ahmet'i izlerken çok sevdim ben. Erkeklerin dünyasını anlatan filmlerdendi ve bence bunu da güzel yansıtmışlardı. Yani fırsat bulursanız izleyin derim. İzledikten sonra birçok yazı da okudum film hakkında. Durduğu yeri hafif bulup eleştirenler de olmuş. Beni pek rahatsız etmedi. Hatta baş karakter Ahmet gibi küçük bir çocuk olduğu için bunu başarılı bile buldum. Ders verici bir yere kaymadan olanı anlatır gibiydi. Zaten siz kendi değer yargılarınıza göre kızdığınız veya desteklediğiniz yerleri yakalıyorsunuz izlerken.
Bir de size bir şey sormak istiyorum. Ben bir hikaye yazmak istiyorum. Bunu yayınlamak da istiyorum. Bildiğiniz wattpad gibi okuyanlarla hızlıca etkileşim kurabileceğim uygulamalar var mı? Blog da iyi bir seçenek ama kötü olursam o uygulamayı görmezden gelmek daha kolay olur. Burada batarsam girdikçe hatırlayıp hatırlayıp üzülürüm. :D
Bugünlük bu kadar. Kendinize iyi bakın.
Mutlulukla kalın.
yurt izleyeyim pekiii :) blog ve wattpad dışında bilmiyorum ben de şimdi sordum blog arkadaşlarımıza da onlar da bilmiyor. bazı arkadaşlarımız dergilerde yayınlıyor, yıldız (güneşe bakarken) gibi, anne çocuk dergisinde yazıyor, düş tasarımcısı var (sevil çevirgen) o da dergide, bücürük ve ben wattpad de yazıyordu. bir yan bilgi vereyim ayrıca :) yazmak için, düzenlemek için yazdıklarını, bir site var, fliphtml5, işine yarar belki zaman içinde :) yapay zeka da çok faydalı yazarken ayrıca :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim ayrıntılı cevabın için. Bakacağım dediklerine. :)
Sil