Neler Hakkında Yazıyorum?

9 Aralık 2020 Çarşamba

Kelime Oyunu - 2

Merhabalar.

Kırmızı Ruh ve Sade ve Derin bloglarının başlattığı etkinliğin ikinci haftasındayız. Bu hafta Kırmızı Ruh bloğunun seçtiği beş kelime ile yazıyoruz. Onun yazısını da buraya bırakıyorum.

Bu haftanın kelimeleri; kırmızı, İrlanda, kitap, tutku, viski.

***

Uzaktan gelen davul, zurna sesleri eşliğinde köşedeki bir masada toplanan gençler gürültülü bir şekilde sohbet ediyorlardı. Mahallenin aynı yaş grubundan olan sekiz-on kişi vardı neredeyse. İçlerinden ikisinin ablası ve abisi evleniyordu. Herkes tutkuyla hazırlıklarla ilgilenmişti. Tüm mahalle kendi düğünü gibi mutluydu. Ee ellerinde büyüyen iki gencin mürvetini görüyorlardı, olmasınlar mı? Herkes gecenin ilerleyen saatlerinde iyice eğlencenin dibine vurmuştu. Havada uçuşan peçeteler, çıkarılıp sallanan  kravatlar, bir oyun havası bir mezdeke bir halay müziği arası gidip gelen çalgı ekibi herkes tüm yılın kurtlarını döküyordu. Birden gençlerin olduğu tarafa doğru üç genç koşa koşa geldiler. Birinin ceketinin önü kabarık duruyordu. Koşa koşa geldikten sonra masaya yaklaşıp sakladığı viski şişesini gösterdi kalabalığa. Herkesin yüzü yaramaz bir parıltıyla aydınlandı. Kahkahalarının artıp dikkat çekmemesi için elleriyle ağızlarını kapatarak güldüler. Aileleri görse yandıklarının resmiydi ama kimse o an o riski düşünmüyordu bile. Ucuz plastik bardaklara kıymetli viskiyi doldurup içmeye başladılar. Alışık olmadıkları için durup durup yüzlerini ekşitiyorlardı ama içmeyi de bırakmıyorlardı. Gençlerden biraz daha büyük duranı önündeki çocuğun kafasına şakayla karışık bir tane patlattı.

"Ulan Melih nasıl da salya sümük ağladın ablan kapıdan çıkarken?"

Bu sözle hepsi bir anda kahkahalarla gülmeye başladılar. Melih denen çocuk hem utanç hem sinirle ona vuran çocuğun dizini ittirip;

"Çok konuşma Ömer. Seni de göreceğiz? Nilay büyüyüp sen de onun beline kırmızı kuşağı bağladığında bak bakalım ağlıyor musun ağlamıyor musun?"

Nilay, Ömer'in lise bire giden kız kardeşiydi. Kardeşinin adının geçtiğini duyunca olduğu yerde dikleşip; "O daha küçük, çok var o zamanlara, karıştırma şimdi." dedi. Bir başkasına daha takılabilme imkanı bulan grup hep bir ağızdan Ömer'e sataşıyorlardı şimdi. Ömer de kah kızıp kah onlarla gülüyordu. Artık iyice kendilerini kaybeden grup mayışmaya başlamıştı. Gürültü yapmayı kesmiş kendi kendilerine sohbet ediyorlardı. İçlerinden biri "Hasan amca'yı gördünüz mü? Az önce kendiden geçmiş bir şekilde göbek atıyordu pistte." Herkes gözünün önüne bu görüntüyü getirip gülmeye başladı. "Ya Jale teyzeyi gördünüz mü? Oğlunun İskoçya'dan getirdiği takımı giymiş. Hani şu kareli, kırmızı etekler var ya?" Oradan biri söze atıldı. "Onlar İrlanda'nın kıyafeti oğlum." Önceki hemen onu tersledi. "Ne İrlanda'sı lan cahil. İskoçya'nın o. Hiç belgeselde mi izlemedin?" Birkaç kişi daha onaylayınca yanlış bilen çocuk utanıp sessizleşti. Bir süre daha bu konuyla dalga geçtiler. Artık kalabalık dağılmaya herkes evlerine çekilmeye başlamıştı. Gelin ve damadın aileleri misafirleri yolcu ederken bir yandan da ortalığın toplanmasını organize diyorlardı. Gençlerden de ailesi çağıranlar oldukça vedalaşıp evine dönenler oluyordu. Geriye Ömer, Melih ve birkaç kişi daha kaldı. Ömer oturduğu yerden hafifçe kalkıp masanın köşesine uzandı. Kapkara gökyüzünü izlemeye başladı. Yanında duran Melih de sessizce ona bakıyordu. 

"Uykunun içinde bir rüya, 
Rüyamda bir gece,
Gecede ben...
Bir yere gidiyorum
Delice...
Aklımda sen."

Birden Ömer'in söylediği bu dizelerle gülümsedi. "Hangi kitaptan bu?" diye mırıldandı. Ömer sakince gülümseyerek "Nereden bileyim? Duydum işte öylesine bir yerden." 

İkili bu konuşmadan sonra sessizce durdular. Tüm günün yorgunluğu hissediliyordu. Arkalarında kalan kalabalığın sesi gittikçe uğultu halini almaya başladı. Birden derin bir nefes çekti içine Melih. Yarın uyandığında ablası evde olmayacaktı. Başka bir ailesi olmuştu ya şimdi, sanki başka bir kişiymiş gibi geliyordu ona. Ondaki durgunluğu fark eden Ömer hafifçe kolunu dürttü. 

"Ne oldu da dertlendin bu kadar, sadece takıldım oğlum. Merak etme hele bir o zaman gelsin ben senden çok ağlayacağım. Söz." Onun hala önceki olaya takıldığını sanan Ömer bu sözlerle onu teselli etmek istemişti. Bunu anlayınca kısa bir kahkaha attı Melih. 

"Yok be oğlum, unuttum bile ben onu. Ablamı düşünüyorum. Ne bileyim? Şimdi evlendi gitti. Kim bilir ne zaman göreceğim bir daha?"

"Amma da yaptın ha! Sanki dünyanın öteki ucuna gidiyor. Yine aynı mahallede olacaksınız. Ne bu tasa böyle?"

"Öyle değil işte ya." diye ofladı Melih.
"Artık sadece benim ablam değil. Başka bir ailesi daha oldu. Hem nişanlandıklarından beri ne yapsa 'dur eniştene de sorayım' deyip duruyor. Önceden ben şunu yapma, şuraya gitme desem beni terslerdi. Şimdi enişte bey ne dese gıkı çıkmıyor hanımefendinin."

Onun kaşları çatık söylendiğini gören Ömer kahkahaları arasında "Sen şuna ablamı kıskanıyorum desene aslanım. Başlarda olur öyle. Sonra mum eder ablan o enişteni merak etme." diye takıldı. İçindekileri biraz olsun dökmek iyi gelmişti Melih'e.

Arkalarında kalan kalabalığın neredeyse gittiğini gören iki arkadaş yavaşça yerlerinde doğruldular. Ömer kolunu Melih'in omzuna attı.

"Bu gece bizde kal. Leş gibi viski kokuyor üzerin. Annenler kızmasın." Sakince kafa salladı Melih. İkili yavaş yavaş karanlık sokakta kayboldular.

Birkaç saat önceki kalabalıktan sadece tellere asılı süsler ve uçuşan peçeteler kalmıştı. Mahallede bir çift daha evlenmiş, bir düğün daha olmuş, bir eğlence daha bitmişti.
***
Neden böyle bir konu seçtim bilmiyorum. Çok zorlandım. Farklı bir şey olsun, kelimeleri uydurması zor bir kurgu yazayım diye düşündüm. Mahalle ortamlarını izlemeyi  ve okumayı çok severim. Bu da öyle köklü mahallerde büyümüş gençlerin konuşmalarını anlatan bir şey olsun istedim. Aslında yazdığım çoğu şey benim düşünce yapıma ters olsa da kafamda kurduğum, ülkemizdeki mahalle anlayışı içinde büyüyen çocuklar böyle konuşur gibi geldi. O yüzden hatam varsa şimdiden affola. Umarım okurken keyif almışsınızdır. Ben çok tereddütlü yayınlıyorum. Ama kendimi de biliyorum, bin kere de yazsam asla emin olamayacağım. O yüzden yayınladım gitti. :)
Mutlulukla kalın.

37 yorum:

  1. Çooook güzel:) Tebrik ederim, gerçekten. Hem bir şey var kendimde deneyimlediğim. Ne zaman çok beğendiğim bir yazımı yazsam, beklediğim kadar ilgi görmediğini görüyorum. Tam aksine hiç hoşuma gitmeyen yazım, bir bakıyorum büyük beğeni almış. İnsan kendi eserini değerlendiremiyor, bunu şimdi anlıyorum. Örneğin Ravel, Bolero'sunu besteledikten sonra en rezil yapıtım demiş atmış kenara. Bildiğiniz üzere Bolero, sonra ününe ün katmış. Benim de sevdiğim parçalardan biridir. Yazarlardan, şairlerden de benzer örnekler verilebilir. O zaman ne yapmak lazım? Bol bol yazıp, değerlendirmeyi okura bırakmak lazım. Senin bu öyküne ben şahsen tam not veriyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Bana kocaman bir gülümseme verdiniz. :) Aynı zamanda da yüzüm yanıyor şu an. :D Doğru olabilir. Blogdan önce asla yazdıklarımı birilerine okutma taraftarı değildim. Hep çekingendim. Lisede bile hikaye yazıyordum ama hiçbiri hoşuma gitmiyordu. Blogla birlikte insanlara, en azından yazı yoluyla daha açık olmaya başladım. Şimdi de hikayelerimi paylaşıyorum. O da blog ve bu güzel etkinlik sayesinde. :)
      Yorumunuz için çok teşekkür ederim. :)

      Sil
  2. güzel öykü olmuş. bu kelimelerden böyle bir öykü beklemezdim, bence çok başarılı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. :) Bayağı zorlandım ama uyumsuz durmamıştır umarım bazıları.

      Sil
  3. Kelimeleri ben seçtim ama emin olun o kadar çok zorlandım ki, bende kendi yadığımı beğenmedim hiç. Son 1,5 günde toparladım. Üstüne birdfe DeepTone ve Kaystros Tyrha düzeltme yaptı..
    Yazınız güzel olmuş. İrlanda'dan bahsetmeden kaç öykü çıkacak diye düşünürken siz yazdınız. Hele ki Özdemir Asaf dizelerimi okumakta ayrı bir keyif verdi.
    Bu etkinlik çok iyi oldu yaratıcılığı ve insanın kendi gelişimi kapasitesi i görmesini saplıyor. Haftaya görüşmek üzere, elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmenize sevindim. :) İrlanda hakkında o kadar az şey biliyorum ki bahsetmek istesem bile çok zorlama olacaktı. O yüzden böyle geçirmek istedim kelimeyi. Orası da çok pot durmuş gibi geliyor bana ya, neyse artık yayınladım bu şekilde. :D Aslında yazmadan önce çok kabataslak planladım her şeyi. Her kelimeyi nasıl kullanmak istiyorum önce onu belirledim. Sonra da onlara uyacak cümleler düşündüm.
      Gerçekten içimde tuttuğum yazma isteğini böyle küçük küçük de olsa gösterebilmek bana çok iyi geldi. Heyecanla bekliyorum her haftayı. Çok teşekkürler bu güzel etkinlik için. :)

      Sil
  4. heeeey yaaa sen gizli öykücümüzmüşsün de haberimiz yokmuş yaaa :) ilk öykü gibi bu da duyarlıklı, incelikli, evlenenler ve evden gidenler için abilerin hüznü, ne güzel bir konu, ilk konu da biraz nostaljik idi bu da :) iki öyküde de türk insanının halleri var :) çok bizden oldu iki öykün deee :) sen hep böyle korka korka öyküler yaz bizi mutlu et :) ayy kıyamam diye hüzünlenerek güldüm amaaa öyküneee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa o kadar sevindim ki yorumuna anlatamam. Senden duymak cok baska. Cok tesekkur ederim. :) Boyle begendiginizi gorunce cok mutlu oluyorum. Ama bu en cok sizin sayenizde. Etkinlik olmasa kendi basima asla yazamazdim. Bu etkinlik suresince yazmayi cok istiyorum. Umarim basaririm. :)

      Sil
  5. bi de ne diyceeem sanaaa :) üçüncü haftanın kelimelerini kendi dünyasında verecek, dördüncü haftayı hanife ertaş, sen de beşinci haftanın kelimelerini verirsin olar muuuu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii ki, cok sevinirim hem de. Ben dusunmeye baslayayim o zaman. :) Dorduncu haftadan sonra sana yazarim olur mu?

      Sil
    2. bak dördüncü haftanın kelimeleri ile öykünü yazdığındaaaa beşinci hafta için seçtiğin kelimeleri de yazında duyurursun işteee :)

      Sil
    3. Tamam o daha mantikli. Oyle yaparim. :)

      Sil
  6. Bu kelimelerle bu öykü çok güzel olmuş. Sıcak bir mahalle öyküsü havası... Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkur ederim. Begenmenize cok sevindim. :)

      Sil
  7. o mahallenin içinde ben de o düğünde hissettim kendimi. gerçekten sıcacık samimi duygular var öykünde . bence herkes içinden geldiği gibi özgürce yazmalı. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Böyle düşünüyorsanız ne mutlu bana. :)

      Sil
  8. vayy çok güzel bir anlatım, sıcacık satırlar. Tebrikler

    YanıtlaSil
  9. Okudukça heyecanlanıyorum. 😊🍀

    YanıtlaSil
  10. o sıcacık mahalleyi gözümde canlandırdım şimdi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarken çok tereddütlüydüm. Böyle yorumlar alınca çok seviniyorum. Teşekkürler. :)

      Sil
  11. Bu kelime oyunu çok güzel! Açıkçası sürükleyici bir hikaye. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yazması da okuması da çok keyifli. Çok teşekkürler. :)

      Sil
  12. Güzel bir oyuuun çok hoşuma gitti :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. :) Gerçekten çok keyifli yazması da okuması da.

      Sil
  13. Çok beğenerek okudum, tebrikler :)

    YanıtlaSil
  14. güzel yazıydı teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  15. Çok tatlı bir hikaye olmuş, elinize sağlık. <3

    YanıtlaSil
  16. Çok güzel olmuş. Bende o mahalledeydim bir nevi bir köşeden izliyor gibiydim güzel de anlatmışsınız.Tebrik ederim.Kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkur ederim. Oyle hissettirebildiysem ne mutlu bana. :)

      Sil
  17. yazını okumuştum yorum için tekrar geldim :) gerçekten çok çok beğendim mahalle yaşantısını çok güzel aktarmışsın eskiden böyle birbirine yakın ailelerden oluşurdu mahalleler çok değil birkaç yıl öncesine kadar böyleydi sonra kalmadı pek. kız kardeşim evlenip gittiğinde benzer duygular yaşadım ben ondan da çok etkileyici geldi öykü valla :D ülkenin öbür ucuna gittiği için ilk kez böyle bir uzaklık yaşıyor olmak etkilemişti beni ama alıştık sonra tabi korkulan gibi olmuyormuş mesafeler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hos geldiniz. :) Cok tesekkur ederim. Begendiysenizne mutlu. :) Hic boyle bir mahallede yasama sansim olmadi. O yuzden hep bir hayaldir benim icin. Artik pek cok sey degisti komsuluk adina. Bazen iyi gibi geliyor bazen kotu. Insan yalnizlasiyor gittikce.
      Tanidigim birileri evlenince ben de benzer seyler hissetmistim. Ama degisen pek bir sey olmuyormus. Aksine aile buyuyor daha da iyi oluyormus. :)

      Sil
  18. Cok tesekkur ederim yorumun icin. :) Derslerde kolayliklar dilerim. Bekliyorum senin yazilarini da okumayi. Ben bu haftayi onceden yazdim. Eglenceli kelimeler bence dene derim vaktin varsa. Benim de uzaklasmami, kafami dinlememi sagliyor boyle oykuler yazmak. :)

    YanıtlaSil